Mansur Yavaş’ın Yol Haritası
Yavaş adaylık mücadelesinin ilk raundundan mutlak galip olarak çıktı. Bu kadar zor ve sıkıntılı bir süreçten galip olarak çıkması çok iyi bir siyasetçi olduğunu gösteriyor. Elbette ekibinin iyi olduğu yorumları da yapılabilir ama neticede kararı veren ve riskleri alan Yavaş.
CHP, adayı önseçimle ve kısa süre zarfında belirleme kararını, Yavaş’ın önünü kesmek için almadı. Gaye, Ekrem Beye ceza verilmesini engellemek. Ama bu karar, CHP üyeleriyle yapılacak bir önseçimi kazanma şansı olmayan Yavaş’ın önünü kesiyor. Yavaş’ın önüne ‘’ya kırk katır ya kırk satır’’ mahiyetinde iki alternatif kondu. Ya aday olup yenilecek ve galibin adaylığını kabul edecekti ya da partiden koparak bağımsız veya başka partilerin ortak adayı olacaktı.
Yavaş yaptığı stratejik hamleyle ‘’ne kırk katır ne de kırk satır’’ dedi ve geliştirdiği söylemle neredeyse seçimlere kadar hareket serbestisi kazandı. Yavaş: ’’Önseçimlerde aday olmayacağım. Bence hem yöntem hem de zamanlama yanlış. Ama genel merkezin aldığı karara saygılıyım. Partimden ayrılmayacağım. Adaylığım devam ediyor. Adaylık kararı beni aşıyor, buna millet karar verecek.’’ dedi. Bu tavır Yavaş’ı çok avantajlı kılıyor.
Yavaş CHP’den ayrılsaydı bir daha CHP adayı olamazdı. Zira parti mensupları, partilerinden makam ve mevki için ayrılanları hain olarak görürler. Babacan, İnce ve Davutoğlu bu psikolojiyi dikkate almadıkları için başarısız oldular. Mansur Bey CHP’den ayrılsa ve akabinde Ekrem Bey ceza alsaydı CHP bir başka ismi, muhtemelen Özgür Beyi aday yapmak zorunda kalırdı. Bir parti, önseçime katılmayıp partiden ayrılan ve adaylığını ilan eden birini, kendi adayı engellendi diye çağırıp aday yapamaz.
Mansur Bey, önseçimlerin sonuçlarını kabul edeceğini açıklasaydı adaylığı başlamadan bitecekti. Ekrem Beye destek vermek zorunda kalacaktı. Ekrem Bey ceza aldığında aday yapılma........
© Habererk
