menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Koltuk krizi mi, mecburiyet mi?

7 0
11.11.2025

Diplomasi, bazen sözlerin değil; fotoğrafların, oturuşların, bakışların ve vücud dilinin konuştuğu bir sahnedir. Beyaz Saray’da Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı buluşturan o görüşme de işte tam böyle bir sahneydi: Çok farklı adreslere bir çok göndermeler taşıyan güçlü mesajlarla dolu bir diplomasi gösterisi.

Servis edilen görüntüler ilk bakıldığında rahatsızlık veren cinsten.

Trump'ın çalışma masasının arkasında, makam koltuğunda oturuşu, Ahmed Şara ve beraberindeki heyetin ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yanyana konumlandırılması...

Trump bunu ilk kez yapmıyor... Daha önce AB liderlerini de benzer şekilde ağırlamıştı...

Bu yalnızca bir protokol ya da protokol hatası değil; güç ve eşitlik tartışmasının görsel bir karşılığıdır.

Ancak bu kareyi doğru okuyabilmek için yalnızca koltuğa ve oturma pozisyonlarına değil, tarafların neden o koltuğa oturmak zorunda kaldığına bakmak gerekiyor.

Ahmed Şara için: Varoluş mücadelesi veren bir devletin hayatta kalma zorunluluğu

Şara bu görüşmeyi bir lütuf olarak değil, bir zorunluluk olarak yaptı. Çünkü Suriye bugün birbirini besleyen çok boyutlu tehditlerle yüzleşiyor:

I. İsrail’in sürekli saldırıları ve provokasyonları

II. Bölünme tehlikesi ve iç karışıklık dinamikleri

III. Ekonomik çöküş, yeniden imar ve derin insani kriz

IV. DAEŞ tehditi

V. Ayrılıkçı Dürzi unsurlar

VI. PKK’nın ayrılıkçı yapılanması

VII. Devrik rejime yönelik uygulanan yaptırımların yeni Suriye’ye baskı aracı olarak kullanılması

VIII. Uluslararası Koalisyon

Bu tablo daha da uzayabilir. Ancak söz konusu tehditler dikkatle incelendiğinde, ilk sıradaki tehdidin diğer tüm başlıkların belirleyicisi olduğu........

© Haber Vakti