menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel planları bozan adım

9 0
22.11.2025

Büyük Türkiye idealinin satır Aralarını iyi okumayanlar siyasetin gürültüsünden devlet aklının sessizliğindeki gerçekliği anlayamaz.

Türkiye son yıllarda öylesine gürültülü bir siyasal atmosferden geçiyor ki, hakikatin sesi çoğu zaman sloganların ve önyargıların arasında boğuluyor. Oysa bugün tartışılması gereken, kimin hangi partiye sataştığı ya da hangi grubun hangi açıklamayı yaptığı değil; devletin, bölgesel dengeleri yeniden kurmaya dönük aldığı tarihsel kararların arka planıdır.

Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın “Komisyonun en kalabalık grubu olan AKP’lilerden bir kişi bile söz almadı” çıkışından, NOW Haber’den Çiğdem Toker’in “Asgari demokratik zemin olmadan bu süreç başarılı olur mu?” sorusuna, Cem Küçük’ün “İmralı’ya gidilmesini olumlu gören bir kişi duymadım” iddiasına kadar uzanan açıklamalar siyasetin yüzeysel tartışma alanını temsil ediyor. Oysa bu açıklamaların gölgesinde çok daha derin bir gerçeklik var: Devlet aklının uzun vadeli bir strateji yürütmesi.

Cem Küçük’ün sözleri, sahadaki gerçeklikle de çelişiyor. Çünkü toplumun farklı kesimleri, özellikle sürecin olumlu yönlerini gören AK Partililer ve MHP’liler dahil olmak üzere, bu hamlelerin ne anlama geldiğinin farkındadır. Türkiye’nin iç siyasetinde yaşanan gerilimler bir kenara; geniş kitleler süreçlerin ülkeye sunacağı stratejik avantajları kavramış durumda. “Kimle konuştu da böyle bir sonuca vardı?” diye sormak kaçınılmaz hâle geliyor.

Bu tartışmaların hiçbiri yeni değil.

Bir önceki seçimleri hatırlayalım:

“Kent uzlaşısı” kararına karşı iktidarın gösterdiği tepki üzerine ana muhalefet ve onu destekleyen medya, “Kürt halkını dışlayamazsın” diye meydan okuyordu. HDP–TİP........

© Haber Vakti