menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanat İhale Kurumu

22 0
13.06.2025

Bir gün sabahın erken saatlerinde telefonum çaldı, ekranda "0312" ile başlayan bir telefon numarası yazılıydı. Telefonu açtım, telefonun diğer ucundaki kişi, "Hasan Bey Merhaba, nasılsınız?" diyerek benimle konuşmaya başladı. Selamlaştıktan sonra bana, "Sizi Ankara'daki kültür sanat şûrası toplantımıza davet ediyoruz Hasan Bey. Gelirseniz onur duyarız" dedi. Konuyla ilgili bazı sorular sordum ve detaylı bir açıklama yapılınca konuyu ister istemez ciddiye aldım. Buna rağmen kafamda birtakım soru işaretleri oluştu.

Bir hafta sonra davete icabet etmek için bizzat Ankara'ya gittim. Kendimden emindim ama içimde tuhaf bir umutsuzluk vardı ve kendimi bu yüzden yalnız hissediyordum. Toplantının yapılacağı resmi kuruma geldim. Misafirlerin alındığı kapıdan adımı ve soyadımı söyleyerek geçtim. Görevlilerin yönlendirmesiyle toplantı salonuna yöneldik. Benimle birlikte birileri de toplantı salonuna yetişmeye çalışıyordu.

Davetliler büyük bir masanın etrafında isimlerinin yazdığı yerlere oturdu. Ben de adımın yazdığı yere geçtim. Yerlerine oturanlar kendi aralarında sohbete başladılar. Davetlilerin yüzlerine dikkatlice baktım. Onlar beni tanımamıştı ama ben içlerinden bazılarını simaen tanımıştım. Bir tanesi ünlülerin prodüktörlüğünü yapan Fırat Sağcı'nın ta kendisiydi. Şişman ve kumral bir kadın gördüm. Soranlara menajerlik yaptığını söylüyordu. Gezi Parkı eylemlerinde en ön saflarda görmüştüm sanki... Onun yanındaki adam birden fazla kurumdan maaş alan bir sanat danışmanıydı. Yan yana oturanlardan biri ünlü yapımcı, biri ünlü müzisyen, biri de ünlü senaristti.

Kendi halimde sessizce otururken bir anda "Beyefendi geliyor, Beyefendi geliyor" diye fısıltılı konuşmalar duydum. Derken büyük kapı açıldı ve Beyefendi korumalarıyla ve kurmaylarıyla beraber salona girdi. Ağır adımlarla yanımıza kadar geldi, hepimizle tek tek tokalaştı, halimizi hatırımızı sordu. Benimle tokalaşırken "Hoş gelmişsin Hasan, seni burada gördüğüme sevindim, kültürel ve sanatsal anlamdaki fikirlerine ihtiyacımız var, biz kültürel anlamda da iktidara gelmeliyiz" dediğinde şaşırdım. Çünkü en son 2013 yılında yüz yüze görüşmüştük. Bunca zaman geçmesine rağmen beni hatırlamasına sevindim.

Beyefendi masanın başında kendisine ayrılan yere oturunca herkes yerine oturdu. Beyefendi'ye yakın duran Gelenek ve Görenek Bakanı'nı hatırladım. Hatta danışmanlar da toplantıda yerini almıştı. Ortam bir anda farklı bir havaya büründü. Aşırı resmiyet, aşırı ciddiyet, pür dikkat bakışlar... Gelenek ve Görenek Bakanı ayağa kalkıp davetlilere dönerek,........

© Haber Vakti