menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sönmeden Gazze'min üstünde tüten en son ocak...

13 0
19.04.2025

Kuddüs olan Allah cc, Alem-i İslam'ın bir tek lokmasını ve bir yudum suyunu Gazze'li muttaki ve mücahid kullarına lâyık görmüyor olsa gerek ki; siyonist rejimin ateşkesi bozduğu günden bugüne; bırakın kurşunu, silahı; bir yudum suyu ve bir lokma ekmeği dahi Gazze'ye gönderemedik!
50 kaç ülkeydik şu dâr-ı dünya da?
Bu nasıl bir zillettir ki; Allah'ın, Resulünün ve mü'minlerin düşmanı olanların kalplerinde bırakın korkuyu, zerre endişeye dahi sebep olamıyoruz?
Hamas Kurmay Kadrosundan Sami ebu Zuhri, Müslüman yöneticilere seslendiği konuşmasında; "Gazze’de 2 milyon insan yemek yiyemiyor. Silahlı yardım yapamıyorsunuz, yiyecekleri içeri sokmak için baskı da mı yapamıyorsunuz? Neden Netanyahu’nun iradesine bu şekilde teslim oluyorsunuz?" diye sorarken, bu acı gerçekle yüzleştiriyordu bizleri!
Yahudi asıllı ABD’li oyuncu Wallace Shawn ise siyonistlerin cüretini çok net özetleyerek şöyle diyordu: “Adolf Hitler, yaptığı soykırımı gizli tutmaya çalışacak kadar olayın farkındaydı. İsrailliler ise, yaptıkları soykırımla neredeyse gurur duyuyorlar, bir sır olarak saklamıyorlar ve bu şeytanca kötü. Daha kötüsü olamaz."
Peki neden böyle?
Çünkü, zalimlerin kalplerinde zerre korkuya yol açamıyoruz.
Halbu ki ne demişti Yahudi kadının ikram ettiği etle zehirlenerek son nefesini şehid olarak veren son fıtrat, Nebiyy'ul Mücahid'üs Şehid Ahmed-i Mahmud Muhammed Mustafa aleyhisselam; ''Mü'min o kimsedir ki, Allah cc, düşmanlarının kalbine bir aylık mesafeden korku verir!''
Nerede o mü'minler?
Alimler?
Yöneticiler?
X'te izlediğim video da, bir yorumcu şöyle diyordu: ''Dikkat ettiniz mi? Gazze halkı bazı yöneticilere ve alimlere hiç çağrıda bulunmadı. Neden biliyor musunuz? Çünkü Gazze halkı, ölüden yardım istemenin Allah'a şirk koşmak olduğunu çok iyi biliyor!''
Ne acı ve muhataplarını ne kadar da aşağılayıcı bir tespit!
Şehid, Şeyh İsmail Ahmet Yasin'de Alem-i İslam'a öyle seslenmiyor muydu 25 yıl önce: ''Siz, helak olmuş ölüler!'' diye.
Ortalıkta zombi gibi dolaşıyoruz! Havada uçuşan naaşları, kafaları kopmuş bebekleri izleyip, Kassam Tugayları'nın bir yolunu bularak Aşkalon'a attığı füzelerle teselli bulan yaşayan ölüler güruhuna evrildik!
Açlıktan sokaktaki keçilerin yiyecek ot bulamayıp kağıt kemirdiği Moritanya halkı, ''Cihad İlan Edilsin'' diye meydanları inletiyor!
Dünya Müslüman Alimler Birliği, ''Filistin'deki işgale karşı eli silah tutan her Müslümana cihadın farz olduğuna, İslam ülkelerinin ordularıyla acilen müdahalede bulunmasının farz'' olduğuna dair fetva yayınlıyor!
Umman'lı bir vaiz ise, ''İki milyarlık bir millet olmamıza rağmen, köle pazarında iki riyale satılmamız şaşırtıcı değil'' diyor.
O köle tüccarı, Yusuf'un (as) değerini bilememiş ve iki paraya satmıştı O'nu!
Şimdi biz, ''Gazze kuyusuna attığımız Yusuf'ları'' hangi üç kuruşluk çıkar uğruna sattık?
Koltuk? Ticaret? Güç? İktidar? Ne uğruna Gazze'li Yusuf'ların arş-ı alâ'nın perdelerini yıkan feryatlarına hangi sebepten dolayı kulak tıkadık?
''Ve-iżâ-lmev-ûdetu su-ilet, Bi-eyyi żenbin kutilet...'' -Diri diri yakılan, gömülen, bedenleri paramparça olan, başları kopan kız-erkek çocuklara hangi suçtan dolayı katledildikleri- sorulmayacak mı zannediyoruz!?
........

© Haber Vakti