Bakan Yusuf Tekin'e Kimler, Niçin Saldırıyorlar?
Yusuf Tekin Milli Eğitim bakanı olduğundan beri, bazı çevreler kendisiyle ciddi anlamda uğraşmaya başladılar. Tabir yerinde, habbeyi kubbe yapıp, ters kılıf giydirerek algı ve manipülasyonla kendisini yıpratmaya çalışıyorlar. Faaliyet yaptırmamak, frenlemek yani bu milletin evlatlarına hayırlı hizmetler yapmasını engellemek için elinden geleni yapıyorlar. Söylemlerini çarpıtarak, sağır duymaz uydurur edasıyla günlerce gündem yapıyorlar. Algılarla oynuyorlar. Milleti cahil yerine koyup toplum mühendisliği yapıyorlar.
Yusuf Tekin’de şunu fark ettim ki, herhangi bir konuda ikna olduğu takdirde, kimin ne dediğine bakmadan, yapılacak işin hayırlı olduğuna kanaat getirince o fikri, projeyi uygulamaya koyuyor. Toplum faydasına, öğrenci yararına olduğuna inanması icraat için yeter. Bu yönüyle geçmiş birçok Milli Eğitim Bakan'ından ayrılıyor.
Peki Bakan Tekin’le niçin uğraşıyorlar?
Yusuf Tekin Fetö'nün ihanetini belki de ilk fark edenlerden olup, örgütün insan kaynağı olan darsaneleri kapatıp, örgütün insan kaynağına darbe vurmuştu.
17-25 Aralık döneminde Reis-i Cumhur'a en fazla destek çıkan ve o dönemde belki de "acaba yarın hükümet düşerse başıma ne gelir?" diye hareket etmeyen ender bürokratlardan biriydi. Darbe döneminde de sonrasında da duruşunu bozmamıştır.
Kız çocuklarının okula gönderilmeme sebeplerinden biri olan ve bilim dışı, fıtrata aykırı karma eğitimin yanında, demokratik bir hak olarak kız okullarının da açılmasını ilk dillendiren bürokrattır. İsteyen çocuğunu karma eğitime gönderir, isteyen kız okuluna, isteyen erkek okuluna gönderir. Bu da en doğal haktır. Bilimi ideolojisine kurban edenler, Yusuf Tekin'in demokratik bir hakkın uygulamasını engellemek için sürekli saldırmıştır. O, kendisine yapılan saldırılara da boyun eğmemiştir.
Milli ve manevi değerlerimizin müfredata eklenmesi konusunda hassas davranıp, neslimizi kendi milli ve manevi değerlerinden koparmaya çalışanlara karşı bütün saldırılarına rağmen dik durmuştur ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle de eğitimde tarihsel ve zihinsel bağlamla kurulan güçlü irtibatı güçlendirmiştir.
Ayrıca Ekim 2024 tarihinde yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmen yetiştirme sürecini tüm yönleriyle yeniden yapılandırmış, meslek öncesi eğitimden meslek içi gelişime kadar uzanan bütünlüklü bir sistem inşa etmiştir. Millî Eğitim Akademisinin hem öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanmasında hem de görev başındaki öğretmen ve yöneticilerin sürekli gelişiminde, güçlü bir kurumsal yapı olarak konumlanmasını sağlamıştır. Akademi, bu yönüyle eğitim sisteminde “nitelik dönüşümünü” taşıyacak ana damarlardan biri olarak ortaya çıkmış, eğitimde sürekliliğin ve kalitenin, kişisel gayretin ötesine geçen bir kurum kültürüyle mümkün olarak ortak bir öğretmenlik kültürünün de inşa etmenin yolunu açmıştır. Zira bugünün dünyasında artık eğitimi yalnızca........© Haber Vakti
