ÇOCUK TERBİYESİNDE 10 ALTIN KURAL
Geçen hafta kaleme aldığım “Küresel Isınma: Nedir, Ne Değildir?” başlıklı yazımın sonunda, bu hafta konuyla ilgili komplo teorilerine değineceğimi söylemiştim. Fakat gelinen noktada artık görüyoruz ki küresel ısınma bir “teori” değil, gözümüzün önünde yaşanan somut bir vakıa. Örnek olarak, cennet bahçelerini andıran güzellikleriyle tanınan güzel ilçemiz Keban’daki baraj kıyısındaki sular veya şirin köylerimizin hemen yanında, çocukluğumuzda serinlediğimiz göletler, çaylar ve küçük dereler artık kuruyor. Eskiden serin serin geçen yaz akşamlarının yerini, bugün Elazığ sokaklarının akşam saatlerinde bile kavurucu sıcakları alıyor. Bu nedenle, bu konuyu şimdilik yeterli görüp, toplum olarak geleceğimizi doğrudan ilgilendiren başka bir önemli meseleye değinmek istiyorum: Çocuk terbiyesi.
Çocuk Terbiyesinin Anlamı
Bizim kuşağımız ve eskiler, büyüklerimizin “katı disiplin” anlayışıyla büyüdü. Zaman zaman yaptığımız küçük hatalarda dedelerimizin ya da babalarımızın sert bakışları bile, çoğu zaman en ağır cezadan daha etkili olurdu. Belki şimdiki çocuklara anlatsak inanmazlar ama eskiden sofrada büyükler konuşurken biz çocuklar adeta nefesimizi tutar, göz ucuyla bakmaya bile çekinirdik. Büyüklerin bulunduğu ortamda çocukların konuşması hoş karşılanmazdı. Elbette o disiplinin bize kazandırdığı saygıyı inkâr edemeyiz; ancak bu tutum, aynı zamanda çoğumuzun kendimizi ve duygularımızı doğru şekilde ifade etmesini, korkmadan konuşmasını ve özgüven kazanmasını vb. engelledi.
Zaman, en büyük öğretmendir. Aradan geçen süre sayesinde artık biliyoruz ki, çocuk terbiyesi sadece korkuya dayalı “katı itaat” değildir; aynı zamanda sevgiyle yoğrulmuş bir rehberlik sürecidir. Çocuk terbiyesi ilk olarak ailede başlar ve en önemli öğretmen anne-babadır. Bu manada “Ağaç yaşken eğilir” sözü boşuna söylenmemiştir.
Peki, eski korkuya dayalı katı disiplin anlayışından vazgeçtiğimize göre, çocuklarımızı nasıl eğitecek ve terbiye edeceğiz? İşte bu noktada dikkat etmemiz gereken 10 altın kural:
Sevgi Temelli Yaklaşım: Çocuğun en temel ihtiyacı yemekten, oyundan, hatta okuldan bile önce sevgidir. Sevgi gören çocuk kendini değerli hisseder, özgüven kazanır ve hayata güvenle bakar. Soğuk ve mesafeli büyüyen çocuk ise dışarıdan disiplinli görünse de içinde kırgınlık ve güvensizlik taşır.
Düşünün, küçük bir çocuk elinde yaptığı resmi size getirip “Bak anne, bak baba”........
© Günışığı Gazetesi
