Bir toplumun yükselmesinde ya da çöküşünde rol oynayan unsurlar arasında iki kavram her zaman başroldedir: ahlak ve liyakat.

Toplumların birlikteliğini sağlayan, bireylerin davranışlarını şekillendiren temel yapı taşlarından biri ahlaktır.

Ahlaki değerler; dürüstlük, saygı, adalet, empati, sorumluluk gibi evrensel ilkelerden oluşur. Bu değerler, bireylerin toplumla sağlıklı ilişkiler kurabilmesini ve toplumsal düzenin sürdürülebilirliğini sağlar.

Toplumun her kesiminde bu değerlerin benimsenmesi; güven, dayanışma ve barış ortamının temelidir.

Ahlaki değerlerin çöküşü, bireyler arasındaki güvenin azalmasına, toplumsal kutuplaşmaya, suç oranlarında artışa ve genel olarak sosyal yapının bozulmasına neden olmaktadır.

İnsanlar arası ilişkiler yüzeyselleşmekte, sadakat ve sorumluluk gibi kavramlar anlamını yitirmektedir. Bu durum, yalnızlaşma ve psikolojik sorunların da artmasına zemin hazırlamaktadır.

Liyakat (ehliyet), bireylerin bilgi, beceri, deneyim ve yeteneklerine göre değerlendirilip görevlendirilmesini ifade eden temel bir ilkedir.

Liyakat, sadece "işi bilmek" değildir; aynı zamanda değerleri bilerek hareket etmek demektir. Bir göreve layık olmak, sadece diplomaya, sertifikaya, kıdeme ya da teknik........

© Günışığı Gazetesi