menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adana’da beyaz perdenin hikâyelerinde buluşmaya az kaldı!

9 0
21.09.2025

Adana Altın Koza Film Festivali’ni yılladır hem gazeteci hem de televizyoncu olarak yıllardır takip ediyorum. Sayısız yayın yaptım ve içinde bulundum. Her yıl Adana’da sinema için buluşmak benim için önemli hale geldi.

Bu yıl Adana Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yokluğunda gerçekleşecek olan festival insanda burukluk yaratsa da her şeye rağmen sinema için buluşmak ve festivalin düzenleniyor olması başka bir anlam taşıyor.

32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali 22-28 Eylül tarihlerinde gerçekleşiyor. Festival yarın başlıyor. Adana Altın Koza Film Festivali Program Direktörü Esin Küçüktepepınar ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Timuçin ile konuştum. Yakından tanıma fırsatı bulduğum ve birlikte televizyon yayınları için çalıştığım, festivale büyük emeği geçen sevgili Kadir Beycioğlu’nu anmak da isterim. Güzel bir festival olsun, Adana’da görüşmek dileğiyle…

Adana Altın Koza'da görev almanız, içinde bulunmanız ve destek vermeniz hangi yıllara dayanıyor? Sizin için bu festivalin önemi nedir?

Benim için her şey 1998 Adana depreminden sonra iptal edilen festivali toparlamaya çalışan sevgili Kadir Beycioğlu ile başladı. Yirmi yılı aşkın bir süre önce böylesine büyük bir festivali yeniden canlandırmak kuşkusuz çok önemliydi ve başardı. Festivalin uluslararası boyutunu da unutmadan, Adana ile aile bağlarım da olduğu için gönüllü olarak katkı sunmaya başladım. Bu topraklar tarih boyunca sanatçı ve yazarlar yetiştirmiş, memleketin iki ucu arasında zengin bir geçiş noktası olmuş. Böylesi bir birikimin küçük de olsa bir parçası olmak benim için büyük heyecan ve minnet kaynağı.

“ŞEKERCİ DÜKKÂNINA GİRMİŞ ÇOCUK GİBİ…”

Her yıl başka bir heyecan mı yaşıyorsunuz, bu yıl nasıl bir heyecan içindesiniz?

Elbette her yıl farklı bir heyecan. Çünkü sinema sürekli yeni şeyler söyleyebiliyor. En eski bilgileri bile farklı şekillerde ifade etmek, yaratmak yalnızca sanat aracılığıyla mümkün. Dünyada büyük bir şiddet, kayıtsızlık ve yıkım hâkim. Neyse ki sinema var; çarpıtılmış gerçekliği belli bir düzene sokuyor. Her yeni filmle kendimizi şekerci dükkânına girmiş çocuk gibi hissediyoruz. Bu deneyimleri geniş kitlelerle paylaşmak ise büyük bir ayrıcalık.

“BAŞVURU YOĞUNLUĞU ÇOK SEVİNDİRİCİ”

Hazırlıklar nasıl geçti, başvurular çok oldu mu ve seçki nasıl oluştu?

Başvuruların yoğunluğu bizim için çok sevindirici. Tüm zorluklara rağmen sinemacılar üretmeye devam ediyor. Bu yıl siyasal çalkantılar tereddüt yaratsa da Altın Koza, bu coğrafyanın en önemli sinema etkinliklerinden biri olarak vazgeçilmezliğini koruyor. Dolayısıyla gayet uyumlu bir süreçle program son haline ulaştı.

Seçici kurulda ve ekipte kimler var, filmleri seçerken kriterleriniz neler oldu?

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda seçici kurulda benimle birlikte Mehmet Açar, Doç. Dr. Hakan Erkılıç ve Senem Erdine yer aldı. Kriterlerimiz, sinemanın hem içerik, hem de biçim açısından yenilikçi, güçlü, özgün bir dil kurması. Farklı kuşakların, farklı sinema anlayışlarının bir arada değerlendirilebilmesine özen gösterdik.

Yarışan filmler, öne çıkan kategorilerde neler var, bu yıl içerik ve biçim olarak yapımlar nasıl?

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda 10 film var. Tayfun Pirselimoğlu ve Pelin Esmer gibi usta........

© Gazete Pencere