Rotaların rotası: Kebap Rotası
Kebap, bizim gibi etobur ülkelerin biricik sevgilisi. Benim için de kebap, etin en lezzetli halidir. Biraz acı, dışı kızarmış, içi sulu, acısı dengeli, yancıları da damakları şenlendiren cinsten.
Dürümüyle, tırnaklı pidesiyle, sumaklı soğan salatasıyla, ezmesiyle, mevsim meyveleriyle, maydanoz salatasıyla, acılı şalgam suyuyla …
Rotayı, İstanbul’dan başlattım. Siz kendinizin rotasını çizebilirsiniz. Veya her seferinde bir lezzet durağında damağınıza ödüller verebilirsiniz.
Hadi size afiyet olsun!
BURSA
Türkiye Kebap Rotası’nı, Bursa’dan başlatmak doğru olur. Çünkü bu kentten çıkmış olan İskender Kebabı’nın şöhreti artık ülke sınırlarını aşmıştır. Pide, döner, bonfile parçaları, salça sosu, yoğurt ve köpük köpük tereyağından oluşan kebabın tadını tam olarak tarif edebilecek kelime henüz icat edilmemiştir. Gerçek bir lezzet abidesidir. Derinliği olan bir kebaptır. Bursa’ya gitmişken Kayhan Kebabı’nın da tadına bakmak gerekir.
MANİSA
Bursa’dan sonra karşımıza “Manisa Kebabı” çıkar. Dana ve kuzu kıymalarının karışımının, tuzla yoğrulmasıyla yapılan bu kebap, benim lezzet sıralamamda üst basamaklarda yer alır. Bu kebap, şiş köfte büyüklüğündedir, ızgarada, kömür ateşinde cızır cızır sesler çıkartarak bir güzel piştikten sonra, pidelerin üstüne çekilir ve en üste de eritilmiş, mis gibi kokan tereyağı gezdirilir. Biraz sumak serpildikten sonra servis edilir ki bu hali ile damakları bayram yerine çevirir.
AYDIN
Ortaklar ve Aydın’a gelince, çöp şişi yemeden geçmek olmaz. Çöp şişe “çöp kebap” demek yanlış olmaz. Çünkü burada da et ve kuyruk yağı, şişe birlikte takılıp, ateş üstünde cızırdarlar. Çöp şiş öylesine lezzetlidir ki, insan iştahına, “dur, yeter” demeyi bir türlü beceremez.
TİRE
Tireliler köfte der ama bu muhteşem yemek bal gibi kebaptır. Dananın belden yukarı bölgesinin etlerinden yapılan uzun köfte sadece tuzla yoğrulur. Şişlere geçirilen köfteler, kısa bir süre kızartıldıktan sonra şişten çıkartılıp, buzdolabında bekletilir. Sipariş gelince, tavada tereyağında tekrar kızartılır, üstüne domates sosu dökülüp, afiyetle yenir.
ÖDEMİŞ
Tire’nin biraz ötesindeki Ödemiş’in “Yağlı Kebabı” ise bir başyapıttır. Dananın kaburga kısmından alınan et, kıyma haline getirildikten sonra irmik, kimyon, karabiber ve tuzla karıştırılarak iyice yoğrulur. Yumrukların altında örselenen et, kendine gelsin diye bir gün dinlenmeye bırakılır. Bu kebabın eti kadar ekmeği de önemlidir. Taze ekmek, kemik suyu ve kırmızı biberle hazırlanmış yağlı bir sosa batırılır. Bir güzel dinlenip, parmak uzunluğunda köftelere dönüşen et, ızgarada kızartılıp, yağlı ekmeğin üstüne çekilir. Ödemişliler çok haklı olarak “yağlı kebapları” ile iftihar ederler.
DENİZLİ
Kebap denince akla hemen Güney ve Güneydoğu Anadolu gelir ki, bu tam doğru değildir. Çünkü Denizli’nin ünlü kebabını yiyenler, bu muhteşem lezzet karşısında şaşırıp, bütün bilinen kalıpları, lezzetleri unuturlar. Özel fırınlarda, körpe kuzu etiyle yapılan bu kebap mutlaka elle yenmelidir. Tabağa konan yufkalar da kebap kadar lezzetlidir. Çünkü bu yufkalar, fırında eriyen kuzu yağı ile ıslatılır. Bu kebaba mutlaka Denizli’nin meşhur “yanık yoğurdu” eşlik etmelidir. O zaman lezzet zirvelere çıkar,........
© Gazete Pencere
