menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Önce abdest sonra pide

26 0
02.03.2025

Bu yıl pide, kuyumcu dükkanının vitrininde sergilenen altın gibi. Ulaşmak biraz zor. Pidenin hikayesi uzun. Çocukluğumun anıları, pidecilerin piri kim? Hamurkarlar, fırından önce neden hamama gidip, boy abdesti alırlar? Türkiye’nin en usta pidecileri hangi bölgelerde yetişirler? Tekmili birden bu yazıda!

Ramazan geldi ve pide hemen gündeme oturdu. Bu yıl fiyatıyla, lezzetiyle, un fiyatıyla, fırıncısıyla, tüketicisiyle yine en çok söz edilen gıda oldu.

Pide severler, 250 gramı 20 lira olan pideyi (daha az gramdan, gerçek pide yapılamıyormuş), bu yıl anlaşılan doya doya yiyemeyecekler. Belki de sofraya bir kaç kez koyup, özlemlerini biraz olsun giderecekler!

Allah, pide severlere yardımcı olsun! Kavuşmalarını esirgemesin.

Her yıl Ramazan’da, bir pide yazısı yazarım.

"Ramazanın başrol oyuncusu kim" diye soracak olursanız, herkesin sıralaması başka başkadır. Kimi hurma der, kimi çorba, kimi güllaç... Aslında bu yıl, sıralama sayısı zorunlu olarak değişti. “Bir tas çorba, bir tabak yemek olsun” yeter diyenlerin sayısı arttı.

Benim sıralamamda ise en başta tereddütsüz, "Pide" gelir.

Onu yemeye doyamam. Hele fırından yeni çıkmışsa, ucundan ucundan kopartıp yemenin tadını, hiçbir yemekte bulamadığımı söyleyebilirim.

Pide, hamurun en zirvedeki halidir. Yeri, yeryüzünün yedi kat üstündedir.

Pide denince aklıma çocukluk yıllarımdan anılar üşüşür. Boğazdaki Ortaköy, o yıllarda daha içine kapanık, kendi kendine -şimdiki snopluğundan uzakta-, herkesin birbirini tanıdığı, mütevazı bir köydü. İftara birkaç saat kala, fırınların önünde uzun kuyruklar oluşurdu. İşte o kuyruklarda beklemeyi çok severdim.

EKŞİ MAYA KOKUSU

Fırının kapısından süzülüp, bekleyenlerin burun deliklerini okşadıktan sonra, gökyüzüne doğru bir ruh gibi yükselen ekşi maya kokusunun, her şeye kadir olduğunu daha o zamanlar keşfetmiştim. O kokunun peşine düşen insanın, kokunun kaynağına sahip olmak için göze almayacağı hiçbir şey olamazdı.

Sıram gelince, yanımda getirdiğim gazetenin arasına, üç veya dört sıcak pideyi koyar, Palanga caddesinden eve doğru tırmanırdım.

Pidelerden yayılan koku öylesine tahrik edici olurdu ki, annemin kızacağını bile bile, ucundan küçük lokmalar kopartıp yerdim. Bu yüzden de, o günden beri fırından eve bütün bir pide........

© Gazete Pencere