menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaş Hattı ve Türkiye

13 0
18.06.2025

İsrail sonunda İran’a saldırdı. Nereye kadar gideceklerini göreceğiz. Milli menfaatler vesaire bir tarafta dursun; sivil halkı hatta çocukları, hastaneleri hedef alan İsrail saldırıları kabul edilemez. İsrail, Yizhak Rabin benzeri barışçı bir lider eliyle özeleştiri yapmadığı ve Filistin halkı başta olmak üzere tüm dünyadan af dilemediği takdirde hiçbir zeminde uzlaşılmaması gereken katil devlet kimliğinden kurtulamayacaktır. Vaktini kestiremeyiz, ancak Netanyahu’nun tüm ülkeler ve kurumlar nezdinde lanetleneceği günler muhakkak gelecektir. Dünya tarihi, bu öngörünün gerçekleşeceğinin referansıdır.

Bu süreçte, İran rejimini hedef alarak “modernizm” hayali kuran Kemalist anlayıştan da mezhepçi hezeyanlarla İran’a diş bileyen İslamcı kafadan da uzak durmak gerekiyor. Dikkatten kaçmaması gereken bir nokta var ki, İran toplumu bu nevi bir dış tehlike karşısında konsolide olacak özellikte ve ferasettedir.

İsrail, ne kadar güçlü bir istihbarat ağına ve askeri kapasiteye sahip olduğunu gösterdi. Yaratılan efsanevi imajın içini doldurdu da diyebiliriz. İran’ın üst düzey bürokrasisini yataklarında vurabilecek, stratejik tesislerini ve güya “tehdit olarak görülen nükleer altyapısını” yok edebilecek güce sahiplermiş. İran’ın İsrail’de yarattığı tahribata dair görüntüler de basına yansıyor. Sürpriz değildir, zira İran’ın bir askeri gücü olduğu biliniyordu. Ancak bunun sonsuz ve sınırsız olmadığı, bir gün biteceği, en mühimi de İsrail ile yarışamayacağı da ortada. Her şeyden önce İsrail’in arkasındaki -ABD başta olmak üzere- potansiyele karşılık........

© Gazete Pencere