Kimin Diyanet’i?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, çeşitli vesilelerle gündem olmayı ve kendinden söz ettirmeyi başaran bir şahsiyet. Liyakat ölçeğinde bakıldığındaysa yerini hak ettiği söylenemez. Hatta hatırlarsanız geçtiğimiz senelerde Arapça soruyu anlamayıp çevirttirmesi yüzünden alay konusu bile olmuştu. Bir zamanlar -Ali Bardakoğlu gibi- uzmanlık alanı itibariyle entelektüel İslâm âlimlerinin, kimseyi rahatsız etmeden oturdukları koltukta, mütemadiyen toplumun sinir uçlarıyla oynayan böyle bir şahsın tutulması da meselenin bir diğer boyutu. Bazen sağlanan bütçe, makam arabası, hac ziyaretine götürdüğü ütücüsü, minberde kılıcıyla verdiği hutbelerle konuşulurken bazen de ailesinin toplumsal standartları zorlayan yaşantısıyla gündeme geliyor. Ayrıca olmadığı tören, açılış vesaire yok denebilir. Ellerini semaya açıp tüm protokolü arkasına diziyor. Kendisinin Doğu Perinçek’e dahi dua ettirmişliği vardır.
Siyasi devrin gereği olarak kendisine bir misyon yüklemiş durumda... İktidarın propaganda faaliyetlerinin bir unsuru olarak vazife görüyor. Bu şahsın son numaralarından biri de Cuma Hutbeleri… Bir hafta toplumun giyim kuşamını ele alırken, diğer hafta miras hukuku konusunda T.C. kanunları ile çelişen hususları “dinin gereği” olarak ülke genelinde vaaz ediyor. Kendisinin şimdiye kadar devlet erkanı tarafından uyarıldığını veya sigaya çekildiğini duymadık. Bu da son derece normal. Çünkü iktidarın kutuplaştırma siyasetine hizmet ediyor. Özellikle manevi hassasiyetleri kaşıyan konuların gündeme gelmesi, birilerini “İslam düşmanlığı” ile suçlamak ve düşmanlaştırmak için hazır bekleyen iktidar........
© Gazete Pencere
