KOCA HAKKI
Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak “Erkeğin hanımı üstündeki hakkı” konusunda sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Bu konuda, İslâm Ahlâkı kitabında buyuruluyor ki:
Ve dahî, Hazreti Alî “Kerremallahü Teâlâ Vecheh”den rivâyet olunur ki, bir gün, Resûl-i Ekremin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûruna bir avret gelip, “Yâ Resûlallah! Bir ere varmak isterim, ne buyurursunuz” dedi. Seâdet ile buyurdu ki, “Erin hakkı, avretin üzerinde çoktur. Hakkından gelebilir misin?” O avret, “Yâ Resûlallah! Erin hakkı nedir” dedi.
Buyurdu ki, “Sen onu incitir isen, Allaha âsî olursun ve Namâzın kabûl olmaz.” O avret, etti, dahâ var mı? Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Hangi avret, erinden izinsiz, evinden dışarıya çıksa, her adım başına günâh yazılır.” Avret etti, dahâ var mı? Resûl-i Ekrem buyurdu ki, “Erine kötü söz söylerse, kıyâmette dilini ensesinden çıkarırlar.” O avret etti, dahâ var mı? Resûl-i Ekrem buyurdu: “Hangi avret ki, malı ola da, erinin hâcetini bitirmeye, âhirette o avretin yüzü kara ola.” Ve o avret etti, dahâ var mı? Resûl-i Ekrem buyurdu: “Hangi avret, erinin malından uğrularsa ve bir başkasına verirse, ve eri ile helâlleşmezse, Allahü Azîm-üş-Şân, o avretin zekât ve sadakasını kabûl eylemez.” Avret etti, dahâ var mı? Resûl-i Ekrem buyurdu: “Hangi avret, erine sövse veyâ karşı gelse, tamu içinde, dilinden asalar ve hangi avret çengi ve çalgı dinlemeye varsa ve bir akça verse, küçük yaşından beri kazanmış olduğu sevâp mahvola ve üzerindeki libasları da davâcı olup, bizi mübârek günlerde giymedi ve helâline karşı giymedi, harâm yerlere gitti, dedikte, Hak Teâlâ buyurur, böyle olan avretleri, bin yıl yaksam gerektir.” [Sinemanın, radyo ve televizyonun kötü taraflarını buradan da anlamalıdır.] O avret, bu cevâpları işitince, “Yâ Resûlallah! Bu zamâna gelince, ere varmadım, yine varmam” dedi.
Bir kere, Resûl-i Ekrem “Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve Sellem”, seâdet ile buyurdu ki, “Yâ hâtun. Ere varmanın sevâbını dahî haber vereyim de dinle. Hangi avret ki, eri, ona, Allah senden râzı olsun dese, altmış yıl ibâdet etmekten yeğdir. Ve erine, bir içim su verse, bir yıl oruç tutmaktan efdaldir. Erinin döşeğinden kalktığı zamân gusül eylese, bir kurban kesmişçesine sevâp bula. Ve helâline hîle etmezse, onun için, göklerde Melekler tesbîh ederler. Ve helâli ile oynasa, altmış kul âzât etmekten hayırlıdır. Erinin rızkını muhâfaza etse ve helâlinin akrabâsına merhamet eylese ve beş vakit Namâzını kılıp, Orucunu tutsa, bin kere Kâbe’ye varmaktan efdaldir.” Fâtıma-i Zehrâ ‘radıyallahü anhâ’, bir avret helâlini incitse, hâli nice olur, dedikte, “Bir avret, erine âsî olsa, Allah’ın laneti onun üzerinde kalır, tâ ki eri ile helâlleşmeyince, kurtulamaz ve erinin döşeğinden kaçsa, cemî’ sevâbı gider ve erine karşı, büyüklense, Hak Teâlâ, ona hışım eyler ve sen benim kâhyam mısın, dese ve senden ne gördüm dese, Allahü Teâlâ, ona nimetini harâm eyler. Erinin kanını dili ile yalasa, henüz erinin hakkını yerine getirmiş olmaz. Ve erinin izni ile açık saçık sokağa çıksa, erinin amel defterine, bin günâh yazılır, izin verdiği için” buyurdu. İzinsiz çıkıp giden avretlerin hâli nice olur, bundan kıyâs eyle.
Resûl-i Ekrem ‘Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve Sellem’ buyurur: “Yâ Fâtıma! Allahü Teâlâ, bir Ehadin, bir Ehade secde etmesini emir buyursa idi, ben de, avretin erine secde etmesini buyurur idim.”
Hazreti Âişe ‘radıyallahü anhâ’, “Resûlallah’a, bana vasiyet eyle” dedim. Resûl-i Ekrem buyurdu ki, “Yâ Âişe. Ben sana vasiyet ederim, sen de ümmetimin hâtunlarına vasiyet eyle. Yarın kıyâmet........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden