ÇOCUKLARDA KABALIK
Geçen gün bir ilkokulunun dağılma saatine şahit oldum. Paydos zilinin çalmasıyla birlikte okulun çıkış kapısından küçücük öğrenciler büyük bir hızla koşmaya başladılar. Bendi yıkılmış barajın delice akıntısı gibi akıyorlardı. Birbirlerini iterek, tekmeleyerek bağırtılarla ve büyük bir gürültüyle koşuyorlardı. Adeta büyük bir canavardan korkmuş, canını kurtarmak için var güçleriyle kaçan ceylanlar gibi, ya da bir fırsatını bulup cezaevinden kaçan mahkûm gibi kaçıyorlardı. Her biri sırtlarındaki çantalarıyla, çizgi filmlerde iki ayak üzerinde yürüyen kaplumbağaları andırıyordu. İnanın, abartısız olarak gördüğüm genel manzara buydu.
Çocukların genelinin okuldan çok sıkıldıkları, okulu bir düşman gibi gördükleri tavırlarından okunuyordu. Günlük ders saatlerinin usandıracak ölçüde kendilerine ağır geldiği anlaşılıyor. Kış günlerinde okuldan çıkış saati akşam karanlığına kalıyor. Soğuk, yağış ve karanlık, okuldan çıkışı çekilmez bir hale getiriyor. Günler uzadıktan sonra bu sorunlar ortadan kalkıyor ama ders yükünün fazlalığı yine de küçük çocuklara ağır geliyor. Üzülerek belirteyim ki çocukların en sevdiği dersler boş derslerdir. “Ders boştur, haydi evlerinize gidin!” denildiğinde çocuklar için bayram oluyor. Oysa ben hatırlıyorum, çocukluğumda derslerin olmadığı, okulun kapalı olduğu günler bizim için hüzün vericiydi. Bir an önce okula gitmek isterdik.
Öğrencilerin dağılması sırasında gördüğüm manzaranın daha vahim ve........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden
Joshua Schultheis