Fikri Sabitlerimiz
Baharın gelmesine daha çok var, kışa bile tam olarak girmedik. Bahar temizliğini şimdiden yapsak iyi olur. Gözlerimiz, ruhumuz, zihnimiz ve tüm hayatımız için. Çünkü her şey çok kirlendi. Etrafınıza bir bakın; televizyon, sanal dünya, sokaklarda konuşulanlar…Her yerden bir kirlilik akıyor diye şikayetçiyiz; ama temizliğe gitmek için adım atmıyoruz, attırmıyoruz. Etrafımız, toz toprak; her yer örümcek bağlamış. Bunca kirlilik olunca nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Aslında gayet açık, önce kendimizden başlamak zorundayız. İlk başta kirli olandan uzak kalıp manevi yönümüzü temiz tutmak; ikinci olarak da kirli olduğunu fark ettiklerimizle bağlarımızı koparmak zorundayız. Oysa bizler takım tutar gibi bir kez bağ kurduğumuz her şeyin peşinden ölene kadar gitmek istiyoruz. Çünkü yenilenme değişimi, değişim ise yıkıp yeniden yapmayı gerektirecek. Gelişmek istiyoruz; lakin değişmek istemiyoruz. Gelişimin doğasına aykırı her şeyden önce. Bir şeyleri değiştirmeden, gelişme sağlanabilir mi? Bir insan ertesi sabah aynı insan olarak uyanıyorsa o insan için gelişiyor diyebilir miyiz? Fikri sabitimiz bir büst gibi evimizin kapısında her gün bizi karşılıyorsa değişimden ve gelişimden nasıl söz edebiliriz? Her gelişim bir değişimi beraberinde getirir; çünkü gelişim süreci farklılaşmayla ortaya çıkar. Biz bunun doğadaki mevsimler gibi kendiliğinden olacağını düşünebiliriz; ama bu bilinçli bir farkındalıkla ve çabalayarak bina edilir. Gelişen bir insan olmak niyetindeysek bir bilim insanı titizliğiyle kendi düşüncelerimizi gözden geçirmeli ve gerekiyorsa onları yerle bir edebilmeliyiz. Her konuda çok cesur olduğumuzu düşünürüz; ama bizi menzile ulaştırmayan eski fikirlerimizi bırakmakta pek istekli olmayız. Fikirlerimizin, düşüncelerimizin bizi engellediğini bilsek bile onları ayrılmaz bir parçamız olarak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d