DEĞİŞEN KRİTERLER
Dünyayı yavaş yavaş değiştirenler hep birkaç adım geride durur. Meydanı boş bulup sorunların çözümü için bir şeyler yapmadığı halde yapıyormuş gibi görünenler ortada şişine şişine dolaşır ve tüm takdiri toplar. Çağımız “Görüntüyü kurtar, gerisini boş ver,” çağı olduğundan düzen böylelerinin lehine devam eder gider. Sizler de hayatınızda en az bir kez denk gelmişsinizdir böyle birine. Özellikle de iş hayatında. İçi boş fikirlerle parlak sunumlar yaparak tecrübesizliklerinin ve bilgisizliklerinin üzerini örterler. Yapay zekanın da yardımıyla son günlerde iş öyle bir çığırından çıkmış olmalı ki bize bu tuzağı kuranlar kendi kazdıkları kuyuya düşmüş olduklarından tedbirler almaya başlamışlar. Sosyal ağ şirketlerinden bahsediyorum, şöyle bir kural getirmişler üst düzey işe alımlarda: Sunumlar bildiğin manuel biçimde, kâğıt kalemle yapılacak. Mülakata aldıkları veya projelerini dinleyecekleri insanların ellerine kâğıdı kalemi tutuşturup “Anlat bakalım,” diyorlarmış. Böylelikle o kişinin bilgi düzeyini ve işe hakimiyetini de ölçüyorlarmış. Hani yapay zekâ ve sosyal ağları kullanmak çağın gereğiydi?
Bağımlılıkların hepsi ilk başta çok havalı görünür; ama sonradan insanın başına büyük işler açar. Sigaraya başlayanlar mesela, ellerinde sigarayla çok havalı göründüklerini düşündükleri için o zehri ciğerlerine çekmeye başlarlar. Paketten çıkartmak, çakmakla yakmak. Dumandan kaçarken, başka bir dumanı içine büyük bir zevkle çekmeyi insanoğlu başka türlü nasıl açıklayabilir? Teknoloji bağımlılığıyla bize yaşattıkları da aynı saçma sapan ikilem. İnsan zekasını aşağı çeken, tüm sırlarımızı kopyalayan, bizi adım adım kendine esir eden bir teknolojiyi elimize çok yakıştığı için benimsemedik mi? Biz bağımlı hale gelirken bu teknolojiyi yaratanlar kâğıt kaleme döndü. Neden? Açıkça biliniyor ki yapay zekaya düşen bir bilgiye her yerden ulaşabilmek mümkün. Size ait olan bir bilgi veya fikri herhangi bir platformdan birinde paylaştığınız an sizin olmaktan çıkıyor. Yani istenilirse bir gün size karşı da kullanılabilir. Hatta bu bilgilerle malınızı mülkünüzü, kimliğinizi bile elinizden alabilirler. Eskiden ceplerimizde not defterleriyle dolaşırken şimdi her şeyi cep telefonumuza kaydediyoruz. Ağa bağlı olduğunuz sürece cep telefonunuza kaydedilen her şeye ulaşma imkanları var. Bizler onlara sonsuz güven duyduğumuz için her şeyimizi rahatlıkla dijitale emanet ederken onlar kendi işlerini yaparken kâğıt kaleme güveniyorlar. Biraz tuhaf gelmiyor mu?
Gayet iyi biliniyor ki el beyin koordinasyonunun en ileri düzeyi yazarak düşünmektir. Gerçekten bilenle bilmeyen bu noktada birbirinden ayrılır. Onun için sanalın baronları fikrini beyan etmek ve kendileriyle çalışmak isteyenlerin ellerine kağıt kalem tutuşturuyorlar kurnazca. Adayların sunumlarını teknolojiden ari, çoğu zamanda spontane yapmalarını istiyorlar. Yani hitabetlerini de kontrol ediyorlar. Bir insanın sahip olması gereken en önemli becerilerinden biri de anında konuşma yapmaya hazır olması. Öyle önceden hazırlanmış konuşmaları oradan buradan okumak konuşma yapmak değildir aslında. Bir insan eğer gerekli yeterliliğe sahipse şöyle birkaç dakikalık düşünmeyle konuşmasının giriş, gelişme, sonuç bölümlerini ayarlayarak bir kitleye rahatlıkla hitap edebilir. Eğer bunu yapamıyorsa, o insanın bilgisinden de uzmanlığından da yöneticiliğinden de şüphe etmek gerekir. Böyle insanlara da hiçbir şey emanet edemezsiniz. Ederseniz de gerçekten bilenleri ve yapanları onların gölgesinde bırakırsınız. Bizde ne oluyor? Malum programlardan bir sunumla göz boyama. Ne yazık ki eğitim sektöründe ders anlatılırken bile bu yönteme başvuruluyor.
Bir kişi, özellikle kendi alanında yazılı ve sözlü olarak ifade-i meram edemiyorsa onu uzman olarak kabul edemeyiz. İşte sanal dünyanın baronları bu gerçeğin farkına vardıkları için işe alımlarda ve insan kaynaklarında kullanmak üzere bahsettiğimiz bu kriterleri getirmişler. Hazırlıksız konuşma yapmayı ve yazılı olarak kendini ifade edebilmeyi işe alım koşulu olarak ortaya koymuşlar. Bize de tam tersini, bol bol teknolojiye gömülmemizi öneriyorlar. (Bizi boş verin, en değerlilerimiz olan çocukları gönül rahatlığıyla dijitale gömdük.) O yüzden dijitalin ve sanalın her sektörde aşırı derecede kullanılması bize normal geliyor, iyi bir işe başvuruda görünür olabilmek için teknolojinin son ürünlerinden yararlanmak zorunda olduğumuzu bize benimsetmeye çalışanları yadırgamıyoruz. “Mobil cihazlar için optimize edilmiş bir uygulama süreci oluşturun. Dünyada yaklaşık 3,5 milyar insan akıllı telefon sahibi. Bu yüksek düzeyde akıllı telefon sahipliği, iş arama süreci üzerinde önemli bir etkiye sahiptir,” diye rahatlıkla iş arayanlara tavsiyede bulunabiliyorlar. Sadece iş........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d