menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CIA ile “tavuk mu, yumurta mı” meselesi ve fonzadeler

10 0
14.04.2025

Birkaç hafta önce okuduğum araştırma yazısı, uzun zamandır zihnimi kurcalayan bir konuya devasa boyutta spot ışıkları tuttu;
“İsimler mi uluslararası örgütlere ve kurumlara farkında olmadan ilham oluyor yoksa aynı örgütler ve kurumlar mı isimlerin kulağına dünyaya duyurmak istediklerini üflüyor?”
YeniBirlik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Okan Sarıkaya’nın 14 Mart 2025’te köşesinde yer verdiği “Kenize Murad ve CIA Gerçeği” başlıklı yazıyı mutlaka ve itinayla okumanızı tavsiye ediyorum. Okuduğum en iyi yazılardan biri diyebilirim. Son yıllarda yorumdan-özgünlükten-bilgiden uzak, sığ sularda boğulan konularla var olmaya çalışan ekranlardan ve köşe yazılarından fazlasıyla sıkıldığımı itiraf etmek istiyorum.
Fakat Okan Sarıkaya’nın kaleme aldığı “Kenize Murad ve CIA Gerçeği” başlıklı yazıyı bir solukta okudum, dostlarıma gönderdim, üzerine sohbetler ettik ve hatta kendi hayatımıza dair “acaba bize de mi?” sorularını sorguladık.
Sarıkaya’nın kaleme aldığı yazı ruhumda ve zihnimde uzun zamandır asılı kalan pek çok sorunun ve sorgunun ait olduğu cevaplara kavuşmasını sağladı diyebilirim.
Arşiv ve uzman verileri eşliğinde Kenize Murad’a yöneltilen “casusluk” suçlanmasının çürütülmesi üzerinden kaleme alınan yazıda anlatılanlara inanıyorum ki pek çok yazar, araştırmacı ve düşünür maruz kalmıştır.
Gelelim sözünü ettiğim yazının kısa özetine.
Kenize Murad 1970'ler ve 1980'lerde gazeteci-araştırmacı-yazar kimliği ile özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki önemli siyasi gelişmeleri yakından takip eden ve önemli röportajlar-analizler yapan bir isim. CIA arşivlerindeki resmî belgelerde Murad'ın yazılarının ve röportajlarının bulunması bir kesim tarafından “casusluk” olarak adlandırılsa da, konunun uzmanları onun CIA için çalışmadığını, yalnızca yaptığı çalışmaların CIA tarafından izlenip değerlendirildiğini, referans alındığını, depolandığını gösteriyor.
CIA’nin, diğer istihbarat örgütleri gibi dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan siyasi olayları, gazetecilerin-araştırmacıların-yazarların yayınlarından takip ettiğini ve bu materyalleri ‘açık kaynak bilgisi’ olarak arşivlediğini zaten biliyoruz. Bilinen bu gerçeğe rağmen Kenize Murad’a yönlendirilen suçlamaların arkasındaki senaryoyu doğru okumak gerekiyor. Okan Sarıkaya yazısında tam da bu gerçeklik üzerinden
verileri sunuyor ve........

© Gazete Damga