menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sahtekârlığın sonu, liyakatin zaferi

14 0
13.08.2025

Zaman zaman bir milletin kaderi, sessizce akıp giden günlerin içinden değil, bir anda patlayan bir skandalın yankısından yeniden yazılır. İşte Türkiye, bugün böyle bir eşiğin kıyısında duruyor. Dijital çağın imkânlarıyla donanmış bir sahtekârlık düzeni, devletin damarlarına dek sızmış, sahte diplomalarla, düzmece belgelerle ve e-imza kılıfına sarılmış organize dolandırıcılıklarla milletin tertemiz umudunu kirletmişti. Lakin her karanlık kendi aydınlığını doğurur; bu defa da öyle oldu. Devlet, hafızasını, sabrını ve adalet gücünü aynı potada birleştirerek, e-imza üzerinden işleyen bu büyük dolandırıcılık mekanizmasını çökertti.

Görünen o ki; birileri bu topraklarda emeksiz bir hayata, liyakatsiz bir makama, sahte bir itibara kavuşmanın yollarını ararken; yıllarını okullarda, kütüphanelerde, laboratuvarlarda tüketen, tek sermayesi bilgisi, ahlakı ve sabrı olan binlerce insanın hakkına el uzatmayı kendine hak gördü. Fakat artık oyun bozuldu. Çünkü devlet, sadece failin peşine değil, zihniyetin izine de düştü.

Sahte diplomaların sadece bir kâğıttan ibaret olmadığını, ardında bir düzen kurulduğunu ve bu düzenin kamu kurumlarından özel sektöre, taşradan metropole dek yayıldığını bugün çok daha net görüyoruz. Düşünün: Bir kişi sahte belgeyle doktor olmuş, bir başkası hâkimliğe uzanmış, torbacı narkotik müdürü olmuş, bir diğeri kamuda kritik görevlere yerleştirilmiş. Ne ile? E-imza yoluyla üretilmiş, gerçeğinden ayırt edilemeyen sanal belgelerle…

Bu durum sadece bireysel suç değil, toplumsal........

© Gazete Damga