menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yine, yeni Gazze savaşı: Uzun savaşta hiçbir şey değişmedi mi?

9 0
26.05.2025

İsrail, mart ayından itibaren çeşitli operatif adlar altında sürdürdüğü Gazze saldırılarını geçtiğimiz hafta başka bir boyuta taşıdı. Rezerv kuvvetlere yönelik çağrılardan yeni bir kar operasyonunun olacağını zaten tahmin ediyorduk. Bu yazı yazılırken İsrail silahlı kuvvetlerinin Gazze şeridinin yüzde 75’ni kontrol altına aldığına yönelik açıklamalar da vardı. Mart ayından itibaren Gazze stratejisinin sadece karadan kontrol, Hamas’ın sağ kalan kadrolarının öldürülmesine dayanmadığı da açık. Telaffuz edilen sivil kayıp sayıları korkunç ama özellikle Hamas’ı sıkıştırmak için sivil halkın çeke çeke ölmesini sağlamak, açlığı bir silah haline getirmek gibi eski bir taktiğe sığınıyor İsrail. Bu kontrolle rağmen, sivillere yönelik bu katı cezalandırmaya rağmen ve Muhammed Sinwar gibi isimlerin öldürülmesine rağmen İsrail, hala zafere yaklaşabilmiş değil, Gazze’de nerede duruyorsa orada durmaya devam ediyor. Gazze’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonların görünürde bugüne kadar iki amacı oldu: İlki, rehinelerin kurtarılması ve bugüne kadar masada Hamas ile anlaşmak dışında başka bir yöntemle rehinelerin kurtarılması mümkün olmadı. İkincisi, Hamas’ın silahlı bir grup olarak ortadan kalkması. Direnişin ana sebeplerini ortadan kaldırmak, direnişi bitirecek toplumsal bir uzlaşmaya ulaşmak İsrail için çok zor. Netanyahu’nun mahkemelerde sürünmesinden anlayacağımız üzere İsrail daha kendi içindeki kavgayı bitirebilmiş değil. Kavgadan kurtulamıyor, değişimi sağlayamıyor, bölgesel dengelere hükmedemiyor; dolayısıyla Hamas’ı zorlamak için elinde tek bir seçenek kalıyor. Hamas’ı kadrosuzlaştırmak ve Gazze’yi Filistinsizleştirmek. Buna rağmen Netanyahu, operasyonları ya da savaştaki fazları “sonu gelmeyen /sınırsız savaş /uzun savaş” olarak tanımlamaktan hoşlanıyor. Sınırsız ve sonu gelmez bir savaş yapabilme kapasitesi ABD yardımı olmadan İsrail için mümkün mü, bu ayrı bir tartışma konusu. Uzun savaş için- hele ki bu savaş öyle ya da böyle saldırı unsurları taşıyorsa- insan kaynağınız olmalı. Bu tür savaşlarda, hele de sahada suç işleniyorsa vekil aktörler elbette kullanılabilir ama vekil aktörlere yeterince güvenilemez. Savaş ekonomisinde girdinin önemli bir ayağını oluştururlar. İsrail ne bu tür bir ekonomiyi döndürmede ne de bölge dışı vekillere ulaşmada çok başarılı. Gazze’de yaşananlar İsrail’in vekil aktör bulmasını da nispeten daha zor ya da çok maliyetli hale getiriyor.

UZUN SAVAŞIN BEDELİ

Sonu gelmeyecek savaş arayanlar sonu gelmeyecek bir savaş da bulabilirler ve İsrail bugün bu riskle karşı karşıya. Unutulmamalı, uzun savaşlar köklü nefretler yaratır. Geçen hafta Türkiye saati ile perşembe sabahı Washington’da iki İsrailli elçilik çalışanına karşı düzenlenen saldırı bunu akla getirdi. Saldırının (-ki terör eylemleri herkesin kullanımına açıktır, amacının ötesinde sebeplerle de sömürülebilir) İsrail’in bazı Avrupalı başkentlerle diplomatik sorunlar yaşadığı günlerde gelmesi zamanlaması açısından bizi düşündürüyor. Tam da Batılı başkentlerin İsrailli vatandaşlar için artık çok güvenli olmadığı söylenirken, saldırıyla beraber konu Gazze savaşının vahşetinden kolayca anti-Semitizm tartışmalarına kayabiliyor çünkü. Ancak kim saldırıyı hangi saikle gerçekleştirirse........

© Gazete Damga