menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu kadar uçağa nasıl slot buluruz?

8 1
30.11.2025

Türk sivil havacılığının 100’üncü yılı 2033 yılında nerede nasıl kutlanacak doğrusu tahmin etmek zor. İki ay önce sektördeki 14 havayolu şirketini tek tek arayarak halen filolarındaki uçak sayısını ve 2033 yılı filo hedeflerini sordum ve 8 yıl sonra sivil havacılık filomuzun yaklaşık 1500 uçağa kadar çıkacağını saptayıp tarihe not düştüm.

Ben bu rakamı ortaya atınca eli kalem tutanlar ilk olarak bu kadar uçağın nereye park edileceğini dile getirerek çok haklı olarak uyarıda bulundu.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, Atatürk Havalimanı’nın yerine İstanbul Havalimanı’nın neden yapıldığını şöyle dile getirmiş. “Şayet bu havalimanı yapılmasaydı, bu kadar uçağı nereye park edecektik” El hak doğru. Şimdilik park sorun olmuyor.

Türk sivil havacılık filosu, çok değil sekiz yıl sonra 1500 uçağa çıkacak diye yazınca, başkaları da haklı olarak bu uçakları hangi pilotlarla uçuracak, bakımlarını ise hangi teknisyenlerle yapacaksınız diye sordu.

İki pilotaj bölümü, birkaç özel uçuş okulu ve THY Uçuş Akademisi (TAFA) gereken sayıda pilotu yetiştirebilecek mi, teknisyenlerin daha iyi maaşlarla yurt dışına gidişi durdurulabilecek mi?

Uçakların park yeri, deneyimli pilot ve lisanslı teknisyen sorunu kapımızda.

Şimdi bu 1500 uçak rakamını ortaya koyan birisi olarak başka bir soruyu da ben yüksek sesle dile getirmeliyim.

BU KADAR UÇAĞA GEREKEN SLOTU NEREDEN VE NASIL BULACAKSINIZ?

Çünkü, gökyüzü eskilerin deyimiyle asuman namütenahi (sonsuz) değil, havalimanları her an uçuşa hazır değil.

Kulakları çınlasın Türkiye’de en uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yapan Binali Yıldırım derdi ki “Göklerin kralı yoktur, kuralı vardır.” Bu kurallar silsilesini alt alta yazan ve denetleyen uluslararası otoriteler, yerel otoriteler kimin nereye ne zaman, hangi sıklıkla (peryotla) uçacağına yani slot (izin) verirken ince eleyip sık dokumak zorundalar. Çünkü artık gökyüzü değilse de her ülkenin hava sahası imdat sinyali vermekte, meydan kapasiteleri de yetmemekte.

Ülkelerin sivil havacılık teşkilatları ikili havacılık anlaşmalarını yaparken, karşılıklılık (mütekabiliyet) esasını gözeterek “Gel bana, geleyim sana” ilkesini hayata geçirmek zorundadır.

Ama nasıl, meydanlar S.O.S veriyor.

Konuyu dile getirmek için bir feveran bir yakarış beklerken tam da istediğim o açıklama Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet T. Nane’den geldi.

Uluslararası Hava Taşıyıcıları Birliği IATA’nın bir dönem başkanlığını yapan Mehmet Bey, sektörü bekleyen bu çok önemli konuyu bakın nasıl anlatıyor.

“Türkiye’nin havacılık ve turizm politikalarında uzun vadeli strateji eksikliği var. Yerli havayolu şirketleri ülke ekonomisi için stratejik unsurdur.

Dünyadaki seyahatlerin yüzde 58’i, Türkiye’de ise yüzde 76’sı hava yoluyla yapılıyor. Bu nedenle havayolu Türkiye için çok önemli. Bir ülkenin havayolları olmazsa kritik dönemlerde büyük risk taşır, çaresiz kalırlar.”

Pegasus’un iç hatta 38, dış hatta 45 ülkede 118 noktaya........

© Gazete Damga