‘Yerin dibine de girse bulur çıkarırım’
Yıl 1994... 12 Eylül... Ankara Dikmen’de sabahın erken saatleri… İşe gitmek için otobüs durağındaki bir kişi, sivil polisler tarafından yaka paça araca bindirilerek, terörle mücadele şubesine götürülür. Tam da ülkenin üzerinden bir buldozer gibi geçen, bugünlerin köşe taşlarını döşeyen faşist darbenin yıl dönümünde… O tarih bilinçli mi seçilmiştir bilinmez. Yine bugünlerde muhaliflere, iktidar karşıtlarına karşı ortaya çıkartılan ve “Bakın bunlara bindirir götürürüz bir daha akıbetiniz belli olmaz” mesajı verilmek istenen Beyaz Toros’la mı götürüldü bilinmez, ama o gün sabahın kör karanlığında gözaltına alınarak götürülen kişiden, aradan geçen 31 yıla rağmen halen bir iz yok… O gün gözaltına alınan ve kaybedilen kişi, Kenan Bilgin gözaltında işkencede olduğunu gören 11 kişinin tanıklığına rağmen kaybedilir. Kenan Bilgin’den 31 yıldır haber yok. Tıpkı, 13 Ekim 1980’de Ardahan’da gözaltına alınıp kaybedilen Cemil Kırbayır gibi… Evlatlarını, eşlerini, babalarını, yakınlarını arayan Cumartesi Annelerinin “nerede?” diye sordukları yüzlerce “kayıp” gibi…
***
Kenan Bilgin’in kaybedilişinin dün 31. yılıydı. 12 Eylül faşist darbesinin de 45. yılı… 12 Eylül 1994’te ben de Gerçek dergisinde muhabirdim. O gün Ankara’da başka gözaltılar da vardı. Ailesi, Kenan Bilgin’in gözaltına alındığının kabul edilmediğini, akıbetinden kaygı duyduklarını anlattı basın toplantısında. O dönem Çiller başbakanlığındaki DYP-SHP koalisyonunda İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı SHP’de, Bakan da Azimet Köylüoğlu idi. 1994 başka açılardan da önemli, yerel seçimler sonrası Recep Tayyip Erdoğan İstanbul, İ. Melih Gökçek de Ankara Büyükşehir Belediye başkanı olmuşlardır. 5 Nisan kararlarının işçi ve emekçileri büyük bir yoksulluğa sürüklediği dönemdir de aynı zamanda. Tıpkı bugünkü gibi büyük bir yoksulluk........
© Evrensel
