Sıra mülkiyet hakkında!
Emeklileri ve işsizleriyle emekçilerin devasa bir kitlesini yemeden-içmeden kesmekte olan Saray iktidarı binlercesini iflasa sürükleyip icraya düşürdüğü küçük üretici köylülerle esnafların, hatta KOBİ denenlerin mülklerine doğrudan el atmaya başladı. Yeni değil, ama artık dolayımlamadan “mülkiyet hakkı”nı hedef alır oldu.
Önceden, örneğin Aydın Doğan’ın mülkiyetindeki gazetelerle TV kanalları hedefe konmuş, “vergi borcu” türünden gerekçelerle kesilen milyarlık cezalarla Doğan bezdirilmişti. Sonrasında, bir yakın tüpçü karşılıksız kredilerle medya patronu olmuştu. Dolayımlıydı ama henüz mülkiyete düpedüz el konulmamıştı.
2016’ydı. Sedat Peker, M. Ağar’ın Bodrum’daki Yalıkavak Marina’ya çöktüğünü, tehdit edilen Azeri Mansimov’un hisselerini bedava gibi düşük bir fiyattan devrettiğini ileri sürmüştü. Kendisi de sağlam ayakkabı olmayan Mansimov açtığı davayı kaybetmişti. Burada da mülkiyete el konmuştu, ama yine dolayımlar vardı.
Artık mülkiyete düpedüz el koymalara tanık oluyoruz.
Can Holding, artık adet olduğu üzere bir savcılıkça hakkında açılan soruşturma sonucu TMSF’ye “devredildi” ya da holdinge el konuldu. Adettendi; holding bünyesinde “Suç işlemek amacıyla örgüt kurulmuş”tu! “Suç örgütü” aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı, şirket hesaplarına kaynağı belirsiz gelirler sokulup aklanması gibi suçlar isnat edilmekteydi şirket sahiplerine. Sanki........
© Evrensel
