menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sahte diploma falan yok!

36 1
18.08.2025

Türkiye haftalardır aynı nakaratı dinliyor: Sahte diploma skandalı. Televizyon ekranlarında birbirine bağıran siyasetçiler, gazetelerde çarşaf çarşaf manşetler, Mecliste ardı arkası kesilmeyen tartışmalar. Ama işin asıl düğümü tek bir kelimeye sıkışıyor: sahte. Oysa mesele tam tersine, bu belgelerin sahte olmamasında. Çünkü elimizdeki kağıt parçaları matbaada gizlice basılmış fotokopiler ya da ne bileyim bir ergenin bilgisayar başında ürettiği hayali, uydurma, gerçeğe aykırı kâğıt parçaları değiller. Devletin bizzat mühürlediği, e-devlet sistemine işlediği, barkodladığı belgeler. Yani düpedüz gerçek diplomalar. Sizin diplomanız neyse onlar da o; Ha, emekle değil parayla alınmışlar; detaylara takılmayalım, “O kadar kusur kadı kızında da olur!”

Ama işte, sahici olan kağıt değil, süreçtir. Ders yok, sınav yok, tez yok; emek yok, liyakat yok. Bütün bunlar olmadan üretilmiş diplomalara gerçek demek, aslında devletin meşruiyetini bizzat kendi eliyle kemirmesi demektir. Nitekim devletin varlığı, yurttaşın o küçücük kağıda duyduğu güvenle ayakta durur. Eğer o güven sarsılırsa, mesele artık sahte diploma değil, doğrudan sahte devlet olur.

Çoğumuz hâlâ öfkeyle sahte diploma başlığını okuyoruz, ama asıl oyunun inceliği tam da burada gizli. Bu belgeler -dedim ya- sahte değil; e-devlet sistemine girilmiş, barkodlanmış, resmi mühürle doğrulanmış essah belgeler yani devletin hafızasında gerçek olarak duran kağıtlar. Sorun, hakkın ve emeğin yerine içeriden uydurulmuş kayıtların geçirilmiş olması. Çok detaycısınız çook!

Bakanlığın açıkladığına göre, 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması, 108 ehliyet belgesi tespit edildi. Sadece bu rakamlar bile gözle görülür bir meşruiyet krizi yaratmak için yeterli; ama daha önemlisi, bu belgeler sistem içinden, resmi yollarla üretilmiş olduğu için tehlikeliler.

E-devlet tıkır tıkır çalışır gözüken bir sistem; devlete giydirilmiş bir çetenin elindeyse gerçek ama -meğer-emeksiz diplomalar üretilmeye başlanmış. Organizatör pozisyonundaki isimlerden K.K., 13 kez yargılanmış, 10 davadan beraat etmiş ve cezaevinde geçirdiği süre toplam 5 yıl. Bu kişi, sahte diplomanın, sahte e-imzanın, resmî görev listelerine usulsüz erişimin tam merkezinde yer almış.

Bu belgeleri üreten çetenin işleyiş mekanizması da gazetelere düştü: organizatörler, bazı üniversitelerin öğrenci işleri sistemlerine giriyor; sahte kimlikler, sahte telefon numaraları, sahte yüz yüze doğrulamalar kullanarak e-imza alıyor, sonra bunu sisteme müdahalede kullanıyor.

Sadece usulsüz diploma değil; aynı zamanda ehliyet, MEB belgeleri, akademik geçmiş düzenlemeleri… Hepsi sistem içinde aynı ağ üzerinden işlenmiş. Bu, bir çeteden beslenen devlet manzarası yaratıyor.

İddianamede yer alan savcılık ifadelerine göreyse; bu diploma sahiplerinden bazıları, akademik görevlere, doçentliğe yükselmiş; kimileri de meslek alanında çalışmışlar. Yani bu diplomaların kullanımı var -simgesel belgeler değiller, hayatın içinden, resmî iş süreçlerine dahil belgeler. Birilerini kandırmak için değil, bayağı bayağı kullanım için üretilmişler.

Haberlerde bahsedildiğine göre bu süreçte 220 kişi hakkında adlî işlem yapılıyor; 199 kamu davası açılıyor; 37 kişi tutuklanıyor, 150 kişi adlî kontrol kapsamında serbest bırakılıyor. Dokümantasyon tam; ama güvenin zemini çökmüş durumda.

Kıbrıs’taki Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin dağıttığı diplomaları hatırlayın: öğrencilik yapmadan, birkaç ay/gün -hatta birkaç saat- içinde yüksek lisans ve doktora unvanları… Komik gibi ama aslında vahim: diploma bazen bir saatte hazırlanıyor. Türkiye’deyse işin boyutu daha da büyüdü. Onlar (ekibi) e-imzayla notların yükseltildiğini, kişilerin sisteme mezun olarak işlendiğini, hatta doçentlik başvurularının içeriden üretildiğini belgeleriyle gösterdiler. Yani mesele birkaç uyanık şahsiyet değil; devletin sistemine yerleşmiş çetelerin, güven dediğimiz zemini altımızdan çekmesi ile ilgili. Belki sadece lisans diplomaları sahte değildir; belki doçentlerin, belki profesörlerin diplomaları bile sahtedir. Belki de dekanların, rektörlerin, hatta -töbe, töbe- daha yukarıdakilerin! Kim/Allah........

© Evrensel