Otoriterliğin ne olduğunu ‘şimdi’ öğreniyoruz
“Aklın başına yeni mi geldi?” diyeceksiniz. Haklısınız, bu otoriter rejim dün kurulmadı ama onun gerçek yüzünü biz 2019’dan sonra kısmen, 2024’ten sonra ise tüm çıplaklığıyla görmeye başladık. Bu tarihler aynı zamanda AKP otoriterliğinin kendi ağırlığı altında ezilmeye başladığı, otoriter yönetimin bir meşruiyet krizi yaşamaya başladığı dönemlerdir. İzninizle önce Gezi Direnişi sonrasında usul usul inşa edilen otoriterlikten bahsedeyim, sonra da bu otoriterliğin neden 2019’dan günümüze görünür ve çıplak hâle geldiğini özetlemeye çalışayım.
AKP otoriterliği bir günde kurulmadı demiştik; Bu otoriterlik Gezi Direnişi (2013) ile başladı, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu (2013), 2015 Seçimleri (Haziran ve Kasım), Siyasal İslamcı Darbe Girişimi (2016) gibi birçok kavşaktan geçti ve 2017 yılındaki referandumla bir sistem değişikliğine ulaştı: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CBHS), Türkiye’nin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmeyi tercih ettiği bir referandum değil, AKP otoriterliğinin kurumsal ve hukukî alt yapısının -reistokrasinin- inşa edildiği bir referandum oldu.
Güçler ayrılığını ortadan kaldıran; yasama ve yargıyı yürütmeye, yürütme erkini de cumhurbaşkanının kişiliğine indirgeyen CBHS, 2017’deki Mühürsüz Referandum’dan rıza devşirdi; üstelik, bu referandumda mühürsüz oylar da geçerli kabul edildi. Lafı uzatmaya ne gerek var; mühürsüz oylar konusunda Kemal Gözler’e müracaat edelim:
Sorunun çözümünde kullanılacak tek bir kural vardır ve bu kural da 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 8 Nisan 2010 tarih ve 5980 sayılı Kanunla değiştirilmiş 101’inci maddesinde bulunmaktadır. Bu maddede aynen şöyle denmektedir:
“Madde 101 – …
3. Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan, … oy pusulaları geçerli değildir”.
Bizim için mesele bundan ibarettir. Hukuken daha fazla bir şeyi tartışmaya gerek yoktur. Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan bir oy pusulasıyla kullanılmış bir oy geçersizdir; çünkü 298 sayılı Kanunun 101’nci maddesi bu oylar geçersizdir demektedir.
Kanunun hükmü açıksa, yorum yapılmaz. ln claris non fit interpretatio. Mecellenin dediği gibi “tasrih mukabelesinde delalete itibar yoktur” (m.13) ve “mevrid-i nassda içtihada mesağ yoktur” (m.14). Hepsi bu!
Siyaset bilimciler de anayasa hukukçuları da hem CBHS’nin güçler ayrılığını tehdit eden doğasına dair hem de CBHS’yi meşrulayan 2017 referandumuna dair çok sözler ettiler ama bu eleştirilerin hiçbiri muhalefet partileri tarafından politikleştirilmedi; gazete köşelerinde, sosyal medya paylaşımlarında, akademik dergilerde unutuldu gitti. Cumhurbaşkanı Reis’e, Bakanlar Kurulu kabinesi ise cumhurbaşkanının........
© Evrensel
