Son zamanlarda yapılan gözaltına almalar, tutuklamalar İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, Anayasa ve yasalara aykırıdır. Sıkıyönetim dönemlerinde dahi böyle uygulamalar olmamıştır. Örneğin bir yasa dışı örgüt üyesi Adana’da suç işlemişse ve İstanbul’da gözaltına alınmışsa varsa İstanbul’daki eylemleri için İstanbul’da sorgulanır, daha sonra Adana’ya gönderilirdi. Yani bir yasa dışı örgüt sayılan örgütün bütün üyeleri İstanbul’da toplanıp, İstanbul’da yargılanmazdı. Şimdi CHP’nin bütün belediye başkanları ve belediye çalışanları bir örgüt üyesi kabul ediliyor ve İstanbul’da yargılanmak için toplanıyor. Henüz iddianame hazırlanmadığı için bilmiyoruz ama yandaş basının yazdıklarına göre, savcılığa göre Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde Türkiye’nin her yerine yayılmış bir “suç örgütü” var. O nedenle bütün gözaltına almalar ve sorgulamalar İstanbul Başsavcılığı tarafından yapılıyor. Ama bu iddianın doğru olması için bu örgüt üyelerinin hiyerarşik yapısı olması gerekir. Başta İmamoğlu, gerisi de hepsi örgüt üyesi! Böyle örgüt olmaz. Hadi diyelim ki İstanbul Belediyesinin örgüt şeması aynı zamanda “İmamoğlu suç örgütü” nün örgüt şeması ama o zaman İzmir, Adana, Antalya, Adıyaman vd. gözaltıları ve şüphelileri bu örgüte nasıl bağlayacaksın? Her ilde bir suç örgütü varsa o suç örgütlerinin üyeleri o illerde yargılanmalı. Tüm yerel “suç örgütleri” İmamoğlu’na bağlı ise bu bağı göstermen gerekir. Aslında savcılık bu bağın CHP’nin parti bağı olduğunu ima ediyor ama ne savcılık ne de yandaşlar bunu henüz açıklayamıyor. Yani yapılanlar CHP’nin bir suç örgütü olduğu ve bu örgütün hiyerarşik yapısının CHP yönetsel yapısı olduğu ve başkanının da İmamoğlu olduğu gibi düşünüldüğünü gösteriyor. Böyle bir yaklaşım parti kapatmaktan daha antidemokratik, daha........

© Evrensel