menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Belki aynı hislerdeyizdir diye...

32 7
14.06.2025

Sanki kenarında küçük çocukların izlemesi sakıncalı, şiddet içerir uyarıları bulunan türü dram, gerilim bir filme sıkışmış gibiyiz.

Bunca acının böyle bir süreye sıkışması, bunca tutsaklık, bunca işkence ve ölümün bu kadar süreye sıkışması akıl alır şey değil.

Her sabahın felaketini bekleyerek güne uyanmak alışılır şey değil.

Ve ne acıdır ki birçok insan, iyiler eksildiğinde öğreniyor aslında neyi kaybettiğini. Mahir Polat’ın, Ramazan Gülten’in tutuklanmasının ardından öğrendi çoğu insan, cumhuriyet çocuklarının hâlâ neler başardığını, tıpkı her depremde evlerinin zeminini kontrol etmek istediklerinde Tayfun’un adını, her iş cinayeti davasında avukat olarak Can’ın adını gördükleri gibi.

Ferdi Zeyrek’in zamansız, acı kaybından sonra hayatında Manisa’yı görmemiş insanlar bile nasıl bir yerel lider kaybettiğini fark etti, acısını Manisalılar kadar hissetti. Özgür Özel’in “Yükümüz ağır, ne yapacağız bilmiyorum” dediğinde, acısını saklamadığında, yoldaşını saklamak için toprağa atladığında, siyasetten de insanlığın tamamen kopmadığını, kopmak zorunda olmadığını anladı. Her şeyin çoktan yazılmış, çizilmiş gibi, donuk, soğuk ve bizlerden kopuk olmadığının idraki geldi.

Özgür Özel, ciğeri parçalanarak yaptığı konuşmasında kürsüdeki çıkıntı parçaları eliyle yoluyordu, o kareyi yazarak anlatmak zor, ancak en sevdiğinin kaybını yaşayanlar bilir fark etmeden yapılan hareketlerle ayakta kalabilmek için bir şeylerden güç alma çabasını.

“Kadın, Konya’dan gelmiş” dedi konuşurken gözyaşlarını tutamayarak. Mikrofon uzatılan insanlar, yürekten bir acıyla söylüyordu: “Almanya’dan geldim, Kocaeli’den geldim... Duramadım.”

14 aydır belediye başkanlığı yapan Ferdi Zeyrek’i anlatılanlardan dinlemiş ve vefa, vicdan borcu hissetmişlerdi.

Manisa, tarihinin en kalabalık uğurlamasını yaşadı.

Bu, Ferdi Zeyrek’in yarım kalan hayallerine, 14 aya sığdırdığı büyük dönüşüme, olmazı olduran kararlılığına, adanmış ömrüne olan saygının büyüklüğüydü. Bu ülke tarihinin gördüğü en zorlu siyasi süreçte bir genel başkana omuz verebilme, yanında olabilme çabasıydı da bir yandan.

Ölümün adı kalleş, ne sırasını biliyor ne adaleti var. Bir haftanın her günü, yakından tanıdığım, duruşuna hayran olduğum arkadaş kaybettiğim 7 gün yaşadım peş peşe geçen ay. 7 güne 7 cenaze, aralarda alınan -gözaltına alındı,........

© Evrensel