Zorbalık yenilecek, halk kazanacak
Bugün 12 Eylül. ABD’nin “çocukları” olan faşist generaller çetesinin darbesinin 45. yıl dönümü. Ama darbeler tarih olmadı. Ülke bugün de zorbalıkta ve keyfi yönetimde sınır tanımayan bir iktidar tarafından yönetiliyor. Her geçen gün, “Artık bu kadar da olmaz” denilen her şeyin olduğuna tanıklık ediyoruz. Güncel geçerli hukuk iktidar tarafından paspasa çevrildi. Artık partilere Saray tarafından yöneticiler atanıyor. CHP İstanbul il yönetimine atanan Saray memuru polis zoruyla partilileri dışarı attırarak koltuğuna oturuyor. Bu gelişmeler dikkate alındığında, 15 Eylül’deki CHP mahkemesine ilişkin olanlar olacakların habercisidir demek, herhalde falcılık sayılmayacaktır. Seçme, seçilme hakkı, sandık dahil, tüm temsili kurumlar iktidarın saldırısı altındadır ve hedef sarayın sınırsız iktidarıdır.
Ama meydan boş değil. Saldırı ve faşist zorbalık varsa direniş ve mücadele de var. EMEP, DEM, TİP, SOL PARTİ, HALKEVLERİ, DBP, Devrimci Parti, EHP, ESP, SMF, SODAP, SYKP, TÖP ve Yeşil Parti tarafından yapılan ortak açıklama demokrasi ve özgürlük için sonuna kadar mücadele etme kararlılığını açıkça ilan etti. Bu partiler kaba bir hesapla ülke nüfusunun yüzde 20’sini temsil ediyor. Şu an iktidarın saldırılarının hedefi olan, halk muhalefetinin ana gövdesini oluşturan CHP’yi ve onun kitlesini de hesap edersek bu oran yüzde 50’nin üzerine çıkıyor. Bu elbette bu kitlenin doğrudan çağrılara yanıt verdiği, kararlı bir hareketlenme içine girdiği anlamına gelmiyor. Fakat geçen her gün, sadece bu kitlenin hareketlenen kesimlerinin genişlemekte olduğunu değil, halkın diğer kesimlerinin de bu kitleye katılma eğiliminin güçlendiğini gösteriyor.
Halkın çoğunluğu ve meşruiyet demokrasiyi, özgürlüğü, barışı ve emeğin haklarını savunan........
© Evrensel
