‘Dostumuz’ ve postumuz
Yukarıdaki başlığın bu ülkenin devrimcileri, solcuları tarafından üretilen, geçmiş dönemin iktidarlarının ABD emperyalizmi ile ilişkilerini özetleyen, halk arasına da bir tekerleme gibi yayılan deyimin tamamı şöyledir: ‘Amerika dostumuz feda olsun postumuz.’ Bugün de bu ülkede, Erdoğan’ın “dostu” Trump ile BM’nin 80. Genel Kurulu vesilesiyle ABD’de yaptığı görüşmeyi, görüşme öncesindeki gelişmeleri ve sonrasında yapılacak anlaşmaları bu nitelemeye göre adlandırmanın yanlışlığını ileri sürecek tek bir yurtsever bile bulunamayacaktır.
Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinden önce alınan bir kararla ABD’den ithalata yapılan vergiler kaldırıldı. Savaş uçakları ve sivil uçaklar dahil, halkın yoksulluğunu artıracak yüklü bir sipariş paketi hazırlandı. Nadir toprak elementlerinin ABD’ye peşkeş çekilmesi de masada. Bölgede ve dünya politikasında ABD’nin izlediği politikaları destekleyen, gizli ve açık ikili anlaşmalar zaten yürürlükte ve ülkenin ABD üzerinden Batı emperyalizmine ve onun sistemine bağlılığı katmerlenerek artıyor. Bütün bu gerçeklere karşın Saray rejimi uygulanan politikaların “yerliliği ve milliği” üzerine halka masal anlatmaya devam ediyor.
Dünya ve bölge politikasında, örneğin Filistin ve Ukrayna meselesi gibi konularda demagojik olarak da olsa ABD’yi “eleştiren” devletlere ve politikacılara karşı ABD Dışişleri Bakanı Rubio, “Diğer ülkeler, Türkiye de dahil bizim işin içinde olmamız için adeta yalvarıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta Beyaz Saray’a gelerek başkanla görüşecek. Hepsi Trump’ın meseleyi çözmesini istiyor” açıklaması yaparak, gerçeği bu tür politikacıların ve yöneticilerin adeta suratına çarpıyor. ABD emperyalizminin bugünkü yöneticileri iş birlikçilerine çıplak gerçeği........
© Evrensel
