menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ARADIĞINIZ DARBECİYE ŞU AN ULAŞILAMIYOR

9 22
03.04.2025

Türkiye’de marjinal bir grup vardır. Kendilerini “solcu” olarak tanımlarlar.

Esasen 80 öncesi solcuların çocukları, yeğenleri hatta torunlarıdır. Efsanelerle büyümüşlerdir. Devrimi kulaktan duymuşlardır. Deniz Gezmiş, Çökertmeli Halik, İnce Mehmed, Che Guavere ve Atatürk’ü aynı kaba koyarlar. Böyle boş beleş bir hayal dünyasında yaşarlar. Ülkemizin tarihte ilk anti-emperyalist savaş veren ülke olduğuna inanırlar. Oysa tarihin cilvesine bakın ki emperyalistleri ülkesinden ilk kovan ABD’dir. 1775-1783 yılları arasında İngilizleri defetmiştir. Marksist bir bilince sahip olmak bir yana, Marksist herhangi bir eseri bile okumuşlukları yoktur. Kerhen Atatürkçüdürler ama aralarında Nutuk’u okuyan bile yoktur. Türk Ulus Devletini kuran kadronun bu liderini solcu zannederler. Oysa Atatürk’ün ağzından sol lafı hiç çıkmadığı gibi adı üstünde, ulus devlet kurmak milliyetçi bir harekettir, sınıfsal değil.

Ülkemizde Sünni İslam yaygındır bu nedenle onunla kısmen ayrışan Alevileri tutarlar, yani dinleri yoktur ama mezhepçidirler. Alevilere asalak gibi yapışmışlar, onları CHP’nin yürüyen oyu haline getirmişlerdir. Aleviler anlamlı bir şey yapacaksa önce bu beyinsiz asalaklardan kurtulmalıdırlar. Aleviliği İslam dışı gibi göstermeye çalışırlar. Bunlara inanan yabancılar da Aleviliğin ayrı bir din olduğunu ve ülkemizde ibadetlerine izin verilmediğini yazar dururlar. Oysa cem evleri sayısı AK Parti döneminde 200’den 800’e çıkmıştır (Tanımı geniş tutarsanız Türkiye’de 1500’den fazla cem evi vardır) ve altyapısı, elektriği, suyu devlet tarafından karşılanır olmuştur.

Bu marjinal eblehler babalarından, dayılarından, amcalarından teyzelerinden bir “devrim” yapılacağını öğrenmişlerdir ama nasıl olacağını bilmezler. Çünkü ortada öyle olumlu bir devrim örneği de kalmamıştır. Çin kapitalistleşmiş, Kore faşistleşmiş, Küba da açlıktan kırılmaktadır. Yani eğer bir sosyalizm/komünizm hayali vardıysa bile gerçekleşmemiştir. Ama onlar hala Sovyet veya Küba tipi bir devrim olabileceğine inanırlar. Halkın “yanlış bilincini” düzeltecekler, önlerine düşecekler ve halka devrim yaptıracaklardır. Onlar dar bir silahlı grupla bir “öncü savaş” başlatırlarsa, zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan halk da dirgenleri, orakları, çekiçleri kaptıkları gibi bunların peşinden yürüyecek, kışlık sarayı basacak ve iktidarı ele geçirecektir. Böyle gerillacılık oynamaya kalktıkları ilk gün köylüler bunları anında jandarmaya haber verip yakalatmıştır. Çünkü halkta karşılıkları yoktur. Bir de köylüleri suçlamışlardır. “Biz sizin için savaşıyoruz siz bizi ihbar ediyorsunuz” diye. Sanki köylü bunları kırmızı mumlu mektupla çağırmış, bizi kurtarın diye yalvarmış…

Ellerindeki en güncel eser de Lenin’in “Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması”dır. 100 yıl önce yazılan bu kitaba göre bütün toplumlar aynı çizgiden yürümüştür. İlkel topluluk, köleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplum aşamalarından geçmişlerdir ve “üretim araçları ile üretim ilişkileri arasındaki........

© Ensonhaber