menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çığ gibi büyüyen barınma krizi

10 6
14.08.2025

2025 yılının ikinci çeyreğinde konut fiyat endekslerine baktığımızda dünya genelinde çok çarpıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz. 2015 yılı 100 baz alınarak oluşturulan bu endeks, bazı ülkelerde görece dengeli bir artışı gösterirken, bazı ülkelerde ise neredeyse fırlamış seviyelere ulaşmış durumda. Listenin başında yer alan Türkiye, diğer tüm ülkelerden açık ara önde. Türkiye’nin endeks değeri, ikinci sıradaki ülkenin neredeyse on katı, OECD ortalamasının ise katbekat üzerinde. Bu, yalnızca konut fiyatlarının nominal olarak artışı değil, reel bazda da ciddi bir değerleme anlamına geliyor. Avrupa ülkelerinin çoğunda 2015’ten bu yana fiyatlar yüzde 50 ila 150 arasında artarken, Türkiye’de bu oran 14–15 kat seviyelerine ulaşmış durumda. İkinci sırada yer alan Litvanya’nın bile artış oranı Türkiye’nin yanında sönük kalıyor. Bu dramatik fark, sadece piyasa dinamikleriyle değil, makroekonomik dengeler, para politikası, arz-talep uyumsuzluğu ve beklentiler gibi faktörlerle açıklanabilir.

Konut fiyat endekslerinde yüksek artışın nedenleri arasında ilk sırada enflasyonist baskılar yer alıyor. Türkiye’de 2021 sonrası dönemde enflasyonun hızla çift hanelere yerleşmesi, para politikasının uzun süre gevşek tutulması ve nominal faiz oranlarının negatif reel seviyelere inmesi, gayrimenkulü bir “değer koruma aracı” haline getirdi. Bankada tutulan paranın hızla erimesi, yatırımcıyı ve tasarruf sahibini taşınmaza yönlendirdi. Bu durum, talep tarafında ciddi bir patlama yarattı. Talep patlamasının üzerine konut arzının yetersiz kalması eklendiğinde, fiyatların hızla yükselmesi kaçınılmaz oldu. Özellikle büyük şehirlerde arsa üretiminin sınırlı olması, imar kısıtlamaları ve inşaat maliyetlerindeki sert artış, arzın talebi karşılayamamasına neden oldu. İnşaat sektöründe çimento, demir, cam gibi temel girdilerdeki maliyet artışları yüzde yüzleri aşarken, kur şoklarıyla birlikte ithal malzeme fiyatları da patladı. Bu maliyet enflasyonu, fiyatların yalnızca spekülatif talep değil, gerçek maliyet artışıyla da yukarı çekilmesine yol açtı.

Uluslararası karşılaştırmalara baktığımızda, Avrupa ve OECD ülkelerinin çoğunda konut fiyatlarındaki artışın daha mutedil seyretmesinin önemli bir nedeni, enflasyonun görece düşük seyretmesi ve para politikalarının fiyat istikrarını önceleyen bir çerçevede yürütülmesi. Merkez bankalarının bağımsızlığı, faiz........

© Elips Haber