menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Herkes sanık, herkes potansiyel fail

13 0
24.09.2025

Türkiye’nin yargı tarihi hep tartışmalıydı, ama bugün yaşanan, geçmişte olanları gölgede bırakacak denli ağır ihlaller barındırıyor. Çünkü bu defa araçsallaştırılan yargı, sadece belli bir grubun değil, neredeyse toplumun tamamının üzerine yönelmiş durumda.

Yargı her daim güç dengelerinin aracı ve denetim ölçüsüydü; fakat bugün bu araç ilk kez bu denli çıplak, bu denli sert ve bu denli kapsamlı biçimde görülüyor, hissediliyor.

Ergenekon sürecinde de hukuk siyasetin sopası hâline getirilmişti. Sahte deliller, gizli tanıklar, montaj dosyalar, yıllarca süren tutukluluklar… Adaletin terazisi açıkça kırılmıştı.

Ama en azından hedef belliydi, araç belliydi, amaç belliydi: devlet içindeki bir klik tasfiye edilmek isteniyordu. Hukuk katledilse de bir pusula vardı, yön görünüyordu.

Dün hukuk eğilip bükülüyordu, bugün hukuk bütünüyle ortadan kaldırılıyor.
Artık ortada iddianame yok; zanname var. Fiil–suç bağlantısı tamamen kopmuş, herkes potansiyel fail ilan edilmiş durumda.

Bugünse pusula yok, dümeni bozuk bir gemi misali sürükleniyoruz. Amaç sınırsız, hedef belirsiz. Karşımızda bir iddianame değil, bir zanname var. Zan üstüne zan, ihtimal üstüne ihtimal… Hukukun temel dayanağı olan “fiil–suç bağlantısı” yerle bir edilmiş; yerine “herkes potansiyel faildir” anlayışına geçirilmiş.

Yargı, delilden sonuca gitmiyor; sonuçtan delile uydurma çabası içinde. Bu, sadece hukukun değil, aklın ve vicdanın da çöküşüdür.

Bugün duruşma salonlarında hukuk değil, şüphe işletiliyor; vatandaşların gündelik hayatındaki en basit fiiller bile suçmuş gibi önlerine........

© Elips Haber