menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Afrika yılına girerken: Fırsatların kazası olmaz!

9 0
previous day

Bölgede hem inşaat hem imalat anlamında ölçekli ve sürekli biçimde bir şey yapabilen özel sektörü ve Afrika’yla ilgili hevesi olan bir tek Türkiye var.

2026’nın Afrika yılı olacağını düşünüyorum. Birkaç jeoekonomik trend üst üste bindi ve Türk şirketleri için gerçek bir fırsat penceresi açıldı. IMF tahminlerine göre 2026 ve sonrasında dünya ortalamasının üstünde büyümeye devam edecek az sayıda coğrafyadan biri Afrika. Üstelik dünyanın birçok yerinin aksine Afrika’da nüfus artıyor. 2035’te dünyada her 5 kişiden 1’i Afrikalı olacak. Yani orta sınıf talepleri artacak: “Apartmanda oturayım” (inşaat), “AVM’den kıyafet alayım” (inşaat ve perakende), “Hastalanırsam ölmeyeyim, belki yurtdışında makul fiyatlı bir tedaviye erişebilirim” (sağlık turizmi) gibi. Ayrıca Afrika’da iş gücü hâlâ genç ve çalışmaya hevesli. O yüzden Türk sanayicileri de Mısır, Fas ve Etiyopya gibi ülkelere yatırım yapıyor.

Ama esas fırsat, Afrika’da boşalan koltuklarda. İlk olarak Fransa, yüzyıllardır bir şekilde nüfuz sahasında yer alan Batı Afrika ülkelerinden aniden kovuldu. Terörle mücadele edeceğiz diye müdahale ettikleri ülkelerde “demokrasi, insan hakları” demeye başladıkları zaman bu ülkelerin liderleri “Biz de sömürgeciler yerine Ruslarla güvenliğimizi sağlarız” deyiverdiler. Fransızlar esnek davranamadıkları için tarihin yanlış tarafında kaldılar. Kremlin, bu tarz hizmetler sağlayabilecek sınırlı bir askeri kapasiteye sahip. Ancak Rusya’nın -doğal kaynak işlerini saymazsak- ekonomik nüfuz tesis edecek ölçekte özel sektör oyuncuları yok.

İkinci olarak, son 15 yıldır Afrika’da en aktif yatırımcılardan olan Çin’in işleri de çıkmaza........

© Ekonomim