Kriz yönetiminde eşitlikçi bir model: Feminist fonlar
Feminist örgütler tabandan örgütlenmeyi ve doğrudan ihtiyaç sahipleriyle dayanışma içinde çalışmayı tercih ediyor. Bu nedenle, feminist kriz yönetimi modelleri, yalnızca bağışçılar için değil, uluslararası kurumlar ve hükümetler için de önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor.
COVID-19 pandemisi, George Floyd’un öldürülmesi ve Black Lives Matter hareketinin yükselişi, Roe v. Wade kararının iptali ve kadın haklarındaki gerilemeler, Ukrayna ve Filistin’deki savaşlar, küresel iklim felaketleri, artan göçler, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin artışı… Feminist hareketler, uzun bir süredir bu krizlere karşı direnç göstermekle kalmıyor, aynı zamanda dayanışmayı ve topluluk temelli çözümleri ön plana çıkararak alternatif modeller sunuyor. Dünya Kadınlar Günü’nde, feminist filantropi ve kriz yönetimi alanında çalışan uzmanlar son beş yılda öğrendiklerini, krizler karşısında feminist yaklaşımların nasıl şekillendiğini ve hâlâ karar alma süreçlerinden dışlanan seslerini Alliance dergisine değerlendirmişler. Her biri feminist fonların önemine dikkat çekiyor. Feminist fonlar; krizleri yalnızca “acil müdahale gerektiren olaylar” olarak ele almak yerine, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin diğer baskı yapılarıyla nasıl kesiştiğini anlamaya odaklanıyor. Urgent Action Fund Afrika’dan Jean Kemitare ve Masa Amir’e göre, feminist kriz yönetimi yaklaşımının yalnızca mevcut sorunlara müdahale etmekle sınırlı kalmaması; aynı zamanda uzun vadeli iyileşme ve dayanışma temelli dönüşümleri de içermesi gerekiyor. Disability Rights Fund’dan Melanie Kawano-Chiu ve Dwi Ariyani ise, COVID- 19........
© Ekonomim
