Mertcan Karacan yazdı: Utanmak Yine Bize…
“Bir tür hizmet” mi demeli, yoksa “bir utanç tablosunun yüzlerimize vurumu” mu? Birbirinden değerli eserlerinden sonra şimdi de böylesi bir kitapla selamlıyor biz okurlarını, sevgili hocam İlyas Tunç. En az adı kadar ilginç ve yine bir o kadar ilgi çekici olan, Ne Çok Gelecek Ne Az Zaman’ıyla…
Bir kitaptan söz ederken kendimi ilk defa “Bir tür hizmet!” diye ünlemek zorunda hissediyorum çünkü bu kitabında, sevgili Tunç, 20. yüzyılın katliamlarıyla ilgili olup toplu iğneler gibi dağınık duran bilgilerin arasına âdeta bir mıktanıs olup düşüvermiş ve böylece ortaya binlerce ansiklopedi gücünde bir eser çıkarmış. Üstelik bunu gelişigüzel bir şekilde yahut yeni tabirle “kopyala-yapıştır” usulü bir derleme yöntemiyle değil, her bir katliamı kendi havsalasında yeniden damıtıp kendi sözcükleriyle yeniden yazarak yapmış. Sanki onların bir ilgilisi, bir araştırmacısı, bir okuru değilmiş de, tanığı hatta yaşayanıymış gibi… O denli hissederek, o denli içinden sanki…
Elbette ki işin bu kısmı benim öznel yargım ama kitabın “bir utanç tablosunun yüzlerimize vurumu” olduğu kocaman bir gerçek aslında! Nitekim bunu sevgili Tunç da hiç sakınmadan dile getiriyor ve dünya tarihinin geçtiğimiz şu son yüzyılında yaşanan tüm katliamları neredeyse eksiksiz bir biçimde ele aldığı son kitabının daha “Önsöz”ünden şu cümleyle........
© Edebiyat Burada
