menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye ekonomisinin yeni kırılma noktası

11 1
19.11.2025

Uzun yıllar boyunca küresel ekonomi, do­ğal kaynakların sınırsız olduğu varsayımı­na dayanan bir büyüme paradigması ile ilerledi. Ancak bu modelin yarattığı çevresel yıkım, de­rinleşen iklim krizi ve artan gelir eşitsizliği ar­tık bu yapının sürdürülemez olduğunu net bir şekilde gösteriyor.

Dünya, sürdürülebilir büyü­me ve yeşil ekonomi adı verilen yeni bir rotaya girmiş durumda. Türkiye ekonomisi de, mevcut kırılganlıklarını aşmak ve uzun vadeli refahını güvence altına almak için bu dönüşümün tam merkezinde yer alıyor.

Yeşil ekonomi sadece bir çevre politikası de­ğil, aynı zamanda karbon emisyonlarını azalta­rak ekonomik büyümeyi sürdürmeyi, kaynak verimliliğini artırmayı ve toplumsal eşitsizlik­leri hafifletmeyi hedefleyen kapsamlı bir kal­kınma modelidir. Bu, artık bir "vizyon" değil, Türkiye’nin rekabetçiliğini koruması için bir ekonomik mecburiyettir.

On İkinci Kalkınma Planı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı gibi stratejik belgeler, çevre dostu üretimi ve döngüsel ekonomiyi ön plana çıka­rarak bu makroekonomik yönelimi resmileştir­miştir. Ancak bu dönüşüm, Türkiye ekonomisi için hem ciddi tehditleri hem de büyük yapısal fırsatları içinde barındırıyor.

Türkiye’nin en kronik makroekonomik za­yıflığı, yüksek enerji ithalatına bağlı cari işlem­ler açığıdır. Yeşil dönüşüm, tam da bu noktada stratejik bir avantaj sunar. Yerli ve yenilenebi­lir enerji kaynaklarına (güneş, rüzgar, jeoter­mal)........

© Dünya