Faiz kararları öncesi makroekonomik değerlendirme
Eylül ayının bu haftasının en çok merak edilen gündemi öncelikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 11 Eylül tarihli kararları ve hemen ardından 17 Eylül’de FED toplantısından çıkacak kararlar olarak gözükmekte. Eylül ayı toplantılarında çıkacak kararlarlar bu yılın son çeyreğinde hem iç hem de küresel makroekonomik gidişat açısından büyük önem sahip olacak.
Türkiye ekonomisi 2025 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 büyüyerek güçlü bir performans sergiledi. Hanehalkı tüketimi ve yatırımlardaki artışın itici güç olduğu bu performans, TCMB’ye faiz indirimleri için bir alan sunabilir. Ancak, para politikası kararlarını etkileyen diğer makroekonomik veriler karmaşık bir tablo çiziyor.
Enflasyon: Enflasyon temmuzdaki 3.52’den Ağustos 2025’te 2.95’e geriledi ve piyasa beklentilerinin hafif üzerinde olan 2.6 seviyesinde gerçekleşti. Enflasyonun ana eğiliminde düşüş eğilimi gözleniyor olsa da, fiyatlama davranışları ve beklentiler hala dezenflasyon süreci için risk oluşturmaya devam ediyor. Bu nedenle, TCMB’nin enflasyonla mücadele konusundaki temkinli duruşunu sürdürmesi gerekiyor.
İş gücü piyasası ve sanayi ve kapasite kullanımı: İşsizlik ve kapasite kullanım oranları da büyüme ve enflasyon verilerinin yanı sıra, ekonomik aktivitenin ne durumda olduğunu gösteren önemli göstergelerdir. Genellikle işsizlik oranının düşmesi ve kapasite........
© Dünya
