Yapay zekâ anksiyetesi ve nasıl başa çıkarız!
Yapay zekânın hızla yükselişiyle birlikte hayatımıza yeni bir kavram girdi: “Yapay Zekâ Anksiyetesi ya da Kaygısı”. Bu terim, teknolojik değişimin ivmesinden kaynaklanan endişe, korku ve belirsizlik duygularını tanımlıyor. Başta ChatGPT olmak üzere hayatımıza hızla giren ve her gün daha da yetenekli hale gelen sayısız YZ aracının gelişimi baş döndürücü bir hız kazandı.
Bu yüzden insanların üçte biri kaygılı, beşte biri korku ya da ürperti hissediyor. Aynı anda heyecan ve umut duyanlar da var. Yani kolektif ruh hâli “büyülenmiş ama tedirgin” de diyebiliriz. İnişli çıkışlı ve oldukça çalkantılı…
Aslında kaygının kökeni son derece anlaşılır: İşimizin geleceği, özel hayatımız, kontrol duygumuz ve toplumun yönü hakkında soruların artması. İnsanlık tarihindeki her devrim gibi, yapay zekâ devrimi de önce belirsizlik doğuruyor, kaygılandırıyor. Bu noktada Prof. Chris Mosunic’in (Calm’ın klinik direktörü) önerdiği stratejiler oldukça yol gösterici:
Bilinmezlik karşısında ilk refleks direnmek olur. Oysa direnç kaygıyı artırır. Bunun yerine, belirsizliği kabul etmek ve onunla yaşamayı öğrenmek gerekir. Bedenimizdeki ve zihnimizdeki rahatsızlığı fark ederek, kendi hızımızda adapte olmalıyız. Arkadaşlarla ya da iş arkadaşlarıyla konuşmak,........
© Dünya
