Kiralık sosyal konutlar için yeni bir finansman hikâyesi gerek
Geçtiğimiz haftalarda kamuoyuna yansıyan bir gelişme önemliydi ki aslında gelecek dönemlerin de en önemli konusu aynı zamanda: “İstanbul’da 15 bin adet kiralık sosyal konut için ilk adım atıldı.” Pilot bölge belirlendi, yüklenici firmayla süreç başlıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un açıklamalarına baktığımızda ilgili kiralık konut projeleri Avrupa ve Anadolu yakasında olacak. Bu konutlar 3 yıllığına kiralanacak. Kira bedeli bölge rayiç bedelinin yarısı olacak.
Evler 3 yıl süre ile kiralanacak. 3 yılın ardından yeni kira bedeli belirlenecek ve bu konutlardan belirlenen kriterlere uygun vatandaşlar faydalanabilecek. Ama bu açıklamanın asıl önemi, kamunun konut politikalarına artık sadece “satış odaklı” değil, “kira odaklı” bir pencereden de bakmaya başladığını göstermesi.
Bu, aslında uzun süredir bu köşede altını çizdiğimiz bir eksenin devreye alınması anlamına geliyor. 2023 yazında şu ifadeyi kullanmıştım: “Kiralama sürecini menkul kıymetleştirme ile entegre edebilen yapıların çok daha hızlı büyüyebileceğini öngörüyorum.” Geldiğimiz noktada, bu öngörü yalnızca kâğıt üzerinde kalmadı; uygulama alanı bulmaya başladı. Ancak hâlâ cevap bekleyen temel bir soru var: Bu projeler nasıl finanse edilecek?
Türkiye’de konut üretimi yıllardır satış gelirine endeksli yürüyor. Ön satış yapılıyor, oradan gelen gelirle inşaat devam ediyor. Ama kiralık sosyal konut projesinde ise önden böyle bir kaynak yaratma imkânı yok. Kiracı profilinin gelir seviyesi düşük, kamu ise her projeye doğrudan bütçe desteği veremez. Dolayısıyla kiralık konut üretiminde en kilit nokta sadece inşaat yapmak değil, bu yapıyı........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein