menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’de milyoner olmak

18 8
22.05.2025

Zaman zaman Türk sağı kalkın­mayı ülkedeki zengin sayısın­da artış gibi maddi birtakım gös­tergelere indirgemeye çalışmıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak da kendi iktidarları döneminde zen­ginleşenlerin sayısı üzerinden ekonomik bir başarı ölçütü geliş­tirmişlerdir.

Bu kalkınmayı son derecede maddeci ve para ile ölçmeye çalı­şan, sığ bir yaklaşımdır.

Elbette kalkınmanın parasal imkânların artışı ile ve zenginleş­meyle ilgisi var. Ama bunlardan çok daha önemlisi toplumun sa­hip olduğu imkânlardaki artışlarla olan ilişkisidir. Hukuka, özgürlük­lere, eğitime, sağlığa, istihdama ve gıdaya erişilebilirlik ve bunun sağlayacak örgütsel yapının oluş­turulması da geniş tanımlı kalkın­ma tanımı içinde yer alır.

Bundan yaklaşık yetmiş yıl ön­celeri, bugünkü iktidarın yap­tıklarından da pek faklı olma­yan uygulamalar yapmış olan De­mokrat Parti (DP) döneminde, Menderes’in halk ağızıyla kalkın­mayı “mahallelerdeki milyoner” sayısına indirgemesi Türk sağının kalkınmaya yönelik bu yaklaşımı­nın güzel bir örneğidir.

Menderes o yıllarda “her mahal­lede bir milyoner yaratmak istedi­ğini” söyleyerek seçim meydanla­rında kamuoyuna seslenmiştir.

Dikkat edilirse kimsenin derdi “bölüşüm” de adalet olmamış.

İddia edilen milyonluk zengin­likler TL cinsinden; yani dolar de­ğil. Zaten o günlerin kurumsal ya­pısı içinde dolar cinsinden zen­ginliği telaffuz edebilmek de pek mümkün değildi.

Ekonomik kaynakların dağıtı­mı konusunda kontrolü elinde bu­lunduran iktidarlar için bu hede­fi gerçekleştirebilmek zor olmasa gerek.

Ama insanların böyle bir zen­ginliğe nasıl ulaşacağı, hangi ik­tisadi faaliyetler üzerinden ken­dilerine bu zenginliklerin na­sıl aktarılacağı net bir şekilde tanımlanmamıştır. Özellikle bir­çok alanda piyasa kurumunun ye­terince gelişmediği koşullarda bu zenginliklerin aktarım mekaniz­masının ne olacağı ve mekanizma­nın nasıl işleyeceği açık bir şekil­de açıklanmamıştır.

Maalesef DP yönetiminde ülke­de yaratılacak milyonerlerin ser­vetlerinin “gelir kaynaklarını” si­yasi yakınlıklar oluşturmuştur.

Kırsalda ve kentlerde başlatılan bayındırlık faaliyetleri ve altyapı yatırımları belli kesimlerin zen­ginleşmesine ve bu şekilde “servet biriktirebilmelerine” olanak sağ­lamıştır. Bu servetler ülkemizde­ki ticari sermaye birikimi süreci­nin önünü açmıştır. Böylece ülke­deki zenginliğin kaynağını büyük ölçüde devletin kontrolü altında yürütülen kaynak........

© Dünya