Siyasette ekonomik popülizmin sonu var mı?
Lafı çok uzatmadan cevap vermek gerekirse, bence sonu yok. Ama bunu bahane ederek ekonomik popülizme negatif bir anlam yüklemek de doğru olmaz.
Ekonomik popülizmin üç önemli ayağı var. Bunlardan ilki tanım olarak ekonomik popülizm, siyasi otoritenin kaynaklarından daha fazla harcama yapma isteği olarak tanımlanabilir. İkinci ayağı ise harcamaların arzu edilen bir siyasi faydayı maksimize edecek alanlarda ve/veya kesimlerde yapılmasıdır. Ekonomik popülizmi destekleyecek siyasi bir dilin oluşturması da üçüncü ayağı oluşturmaktadır.
Burada sorun olarak görülen, popülizm amaçlı yapılan harcamaların tüketimi arttırıcı etki yaratmasıdır. Ancak son yıllarda yapılan uygulamalarla belli kesimlerin servet birikimini (sermaye birikimi değil) desteklemek de, belli sınıflar nezdinde popülizm uygulaması kabul edilebilir. Zira görünen o ki, bu kesimlere aktarılan gelirler ülkemizde önü alınamayan bir tüketim arzusuna yol açmıştır.
Birtakım iktisatçıların ekonomik popülizmi eleştirmesinin ana nedenini, bu kapsamda yapılan uygulamaların kaynakları üretimden ve sermaye birikiminden ziyade, ağırlıklı olarak tüketime yöneltmesi olarak özetlenebilir.
Aslında tüketimi destekleyecek bir gelir politikası zaman zaman siyasilerin başvurdukları yöntemlerden biridir. Bunun amacı ise ülkenin ekonomik kaynak yaratma kabiliyetini arttırmak yerine, iktidar lehine siyasi bir rıza üretecek gelir transferleri yapabilmektir.
Bütçe olanaklarının ötesinde harcama yapmaya çalışan bir siyasi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein