menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel finansın yeni silahı: Borç tuzağı

12 0
latest

Bir zamanlar sınırlar ordularla genişletilirdi; bugünse borç­larla daraltıldığına şahit oluyo­ruz. 21. yüzyılın en etkili silahı artık tanklar, füzeler ya da uçak­lar değil, “finansal taahhütler.” Krediler, hibeler, swap anlaşma­ları ve fon girişleri; küresel siste­min yeni diplomatik cephanesini oluşturuyor. Devletler artık aske­ri işgal yerine, kredi sözleşmele­riyle nüfuz kuruyor. Bu yeni çağ­da savaş meydanları borsalar, cepha­neler ise merkez bankalarıdır.

Çin’in “Kuşak ve Yol” girişimi, yalnızca ticaret yollarını değil, et­ki alanlarını da yeniden inşa edi­yor. Pekin’in sunduğu krediler, dü­şük faiz ve uzun vadeli geri ödeme koşullarıyla cazip görünse de, perde arkasında ciddi bir politik mühen­dislik yatıyor. Afrika’dan Asya’ya, onlarca ülke bu krediler sayesinde altyapı projeleri başlattı, limanlar ve otoyollar inşa etti. Ancak vade geldiğinde tablo değişiyor: borçlar ödenemeyince, teminat gösterilen stratejik varlıklar Çin’in kontrolü­ne geçiyor.

Sri Lanka’nın Hambantota Lima­nı artık bir simge hâline geldi: öde­nemeyen borç karşılığında liman 99 yıllığına Çin’e devredildi. Benzer örnekler Kenya, Zambiya ve Laos gibi ülkelerde de yaşanıyor. Pekin bu modeli “kalkınma ortaklığı” ola­rak tanımlasa da, birçok ekonomist bunu “borç kolonizasyonu” olarak nitelendiriyor. Zira borç, sadece ekonomik değil; egemenlik alanına nüfuz eden bir araç hâline geliyor.

ABD’nin küresel finans üzerinde­ki kontrolü, görünmez bir impara­torluğun dayanağı.........

© Dünya