menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Faiz, enflasyon ve gerçeklik arasındaki kopuş

9 0
17.10.2025

Klasik para politikası, uzun yıllar boyunca “faiz oranı–enflasyon–büyüme” üçgeni üzerinden dünyayı yönlendirdi. Ancak küre­sel tedarik zincirlerinin kırıldığı, enerji kay­naklarının jeopolitik silaha dönüştüğü, dijital varlıkların yükseldiği bir dönemde bu üçgen artık işlevini yitiriyor. Faiz silahı, geçmişte ol­duğu gibi piyasaları yönlendiremiyor. Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) her hamlesi, artık gelişmiş ekonomilerde dahi öngörülemeyen dalgalanmalara neden oluyor.

Enflasyon, arz yönlü şoklar ve yapısal bozulmalarla beslen­diği için, geleneksel sıkılaşma politikalarıyla dizginlenemiyor. Dahası, yüksek faiz politika­sı, gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi baskı­larken borç krizlerini derinleştiriyor. Kısacası, klasik para politikası artık yalnızca bir “finan­sal refleks”e dönüşmüş durumda; sistematik bir çözüm değil.

Soğuk Savaş sonrası dönemin en güçlü ar­gümanı, serbest piyasanın kendi dengesini bulacağı inancıydı. Fakat bugün dünya, tam tersine, stratejik özerklik ve üretim güvenli­ği kavramlarını konuşuyor. Çin, Hindistan, Rusya gibi ekonomiler artık kendi parasal alanlarını kuruyor. BRICS ülkeleri, doların hegemonyasını kırmak için yeni rezerv para arayışında. Bu tabloda, Batı’nın 1980’lerden beri ihraç ettiği “monetarist düşünce” artık küresel geçerliliğini........

© Dünya