Ya tek tek biteriz ya da birlikte var oluruz...
Siyonist rejimin yıllardan beri ABD’yi ikna etmeye çalıştığı İran’ı vurma hayali vardı.
İran’ın uzak, çok geniş toprakları olması, Siyonist rejimin askeri gücü, lojistik destek ve sonrasından gelecek tepkiden dolayı bunu tek başına göze alamıyordu.
İran-ABD savaşını çıkartarak kendisi için büyük tehlike olarak gördüğü İran’ı ABD üzerinden etkisiz hale getirme planına ABD, yanaşmıyordu.
Trump’ın birinci döneminde İran’ın sembol ismi olan Kasım Süleymani Bağdat’ta vuruldu. İran bu saldırıya cevap olarak ABD üslerine saldıracak ve savaşın fitili atılmış olacaktı. Ama bu gerçekleşmedi.
Trump’ın ikinci defa başkan olmasıyla bu plan tekrar devreye konulmak istendi.
ABD-İran arasındaki nükleer müzakereler devam ederken ve görüşmeler bir noktaya gelmişken İran’ın nükleer tesislerine saldırı gündeme geldi.
Trump’ın ve ABD’nin açıklamaları muğlak, saldırıyı istemedikleri, ama israilin saldırıya hazırlandığı, israilin saldırıya uğraması halinde de israili savunacakları yönünde idi.
11 Haziran sabah saat 03.00’da Siyonistlere ait 200 uçak, yüzlerce drone, füze ve İran içinden bazı merkezlerden eş zamanlı olarak İran’ın nükleer santral ve merkezlerine, radar ve füze depolarına, nükleer bilim........
© Doğruhaber
