Neden yalan söylüyorlar?
Her gün bir kez daha tanıklık ediyoruz: Belediyeler üzerinden ülkenin yarısını yöneten bir siyasi partinin yetkilileri ve onları destekleyen yılların gazetecileri açık açık yalan söylüyorlar. Neden?
Müslümanlar olarak yalanı hep kişisel bir zafiyet olarak biliriz. Siyasetçi ve gazetecilerin yalanları bundan çok ötededir.
Biz, Batı’nın fen ve tekniğini yakaladık. Asıl yakalayamadığımız Batı’nın sosyal bilimleridir ve Batı siyasetinde propagandanın yerini çözmediğimiz sürece, sosyal bilimlerde Batı’yı yakalamış sayılmayız.
Karşımızda planlanmış bir “yalan” var. Söz konusu olan siyasetçi ve gazeteciler, planlayarak yalan söylüyorlar.
Şöyle bir düşünün: İslam tarihinin ilk yüzyıllarında biri yalan söylese ne olurdu? Onun bütün itibarı sarsılırdı. O, Hz. Peygamber salallahü aleyhi vesellem’in sözünü, yani hadis bile aktarsa ona itibar edilmezdi.
Bugünkü Batı Avrupa’ya bakalım: Batı Avrupalı bir siyasetçinin açıktan yalan söylediği anlaşılırsa ne olur? Onun siyasette yeri kalmaz. Aynı şey bizdeki Batıcı siyasetçiler için de geçerlidir, diyebilir miyiz?
İslâmî dönemde biri yalan söylese şahsiyet olarak tükenirdi, Batı’da bir siyasetçi yalan söylerse siyasi........
© Doğruhaber
