menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DÖRT ÖRNEK

30 0
03.07.2025

Batı dünyasını araştırmak onu yormuşa benziyordu. Öyle ya batının ortaya koyduğu dini görüşler bizi ayrıştırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Biraz kafamı dinlemeliyim deyip uzandı; ancak bu sefer neden İslam’ın ve dünyanın altın çağını başlatan süreç sekteye uğramıştı diye düşünmeye başlamıştı.

İslam dünyasının en çok mustarip olduğu konuların başında bölünmüşlük, parçalanmışlık geliyordu.

Herkes ümmet olmanın gerekliliğini savunuyordu ve ilginçtir ümmet olmaktan dem vuran Müslümanlar ümmet olmak için birbirleriyle savaşıyordu.

Acaba bunlar ümmet olmaktan ne anlıyordu?

Ümmet derken karşı grubun yok olması, yeryüzünde bir tek kendi gruplarının kalması gerektiğine mi inanıyordu ki kendisi gibi Müslüman bir grupla savaşıyordu?

Yoksa ümmet derken gelin bize katılın aksi takdirde sizi fitne çıkarmakla mı suçlarız denilmek isteniyordu!

Bilinmez ama niyette bir sıkıntı olduğu aşikârdı. Öyle ya ümmet olmak için bir masada oturup uzlaşılabilirdi pekâlâ…

Neden uzlaşmak yerine, karşılıklı suçlamalar, fitneci olmakla itham etmeler ve akabinde çatışmalar........

© Doğruhaber