Yanlış stratejiyle FETÖ bitmez!
-FETÖ ile mücadelede yanlış strateji uygulanıyor. Örgüt ile emniyet ve yargı dışında ciddi bir mücadele yok. Örgütün siyasi, yargı, ekonomik ve dini ayağı hala çok faal, çünkü TSK hariç bu alanlara yeterince operasyon yapılamadı.
**
Ülkemiz kırk senedir arkalarında emperyalist güçlerin bulunduğu PKK ve FETÖ isimli iki büyük taşeron terör örgütüne karşı mücadele veriyor.
PKK denen kanlı terör örgütü ile mücadele süreci, kırk seneyi geçti. Gelinen noktada “Terörsüz Türkiye” projesi çerçevesinde PKK’nın silah bıraktığını açıklaması ile bu mücadele farklı bir mecraya girdi ve süreç devam ediyor. PKK’nın önünde iki seçenek var; ya açıkladığı gibi silahlarını her alanda bırakacak ya da Türk devletinin çelik yumruğunu yiyerek yok olmaya mahkûm olacaktır.
FETÖ denen CIA aparatı karanlık örgüt ile mücadele ise 2013 yılından beri sürüyor. Bu karanlık yapı, yüzüne İslam ve Türklük maskesi geçirerek gizlenmiş, devletin en kılcal damarlarına kadar sızmış ve büyük bir güç odağı haline gelmişti. Ancak bu şeytani örgüt, 7 Şubat 2012 MİT başkanına yönelik operasyonu, 17/25 Aralık 2013 bakanlar ve Başbakana yönelik yolsuzluk soruşturmaları ve 15 Temmuz 2016 tarihinde teşebbüs edilen hain darbe girişimi ile kendini açığa çıkardı. Birçok hücre tipi yapılanması deşifre olan FETÖ isimli CIA aparatı bu yapı ile mücadele o tarihten beri aralıksız sürdürülmesine rağmen hala bitirilememiştir ve örgüt yeniden yapılanma faaliyetlerine hızla devam etmektedir. Emniyet ve yargı alanındaki isimsiz kahramanların bu şeytani yapıya karşı verdikleri mücadeleye rağmen bitirilememesi ister istemez akıllara, “FETÖ neden bitirilemiyor, örgüt bunca darbe yemesine rağmen nasıl hala yeniden yapılanmaya cüret edebiliyor?” gibi soruları akla getiriyor.
1999 yılından beri bu örgütle mücadele eden biri olarak bu sorulara detaylarını aşağıda açıklamak üzere şöyle özet bir cevap verebilirim:
“FETÖ ile mücadelede yanlış strateji uygulanıyor. Örgüt ile emniyet ve yargı dışında ciddi bir mücadele yok. Örgütün siyasi, yargı, ekonomik ve dini ayağı hala çok faal, çünkü TSK hariç bu alanlara yeterince operasyon yapılamadı. Bukalemun gibi her kılığa girebilen örgüt militanları sızdıkları devlet kademelerinde yerlerini korumakla kalmamakta ve zaman zaman üstü örtülü operasyonlara da imza atmaktadırlar. CIA, MOSSAD, MI6, BND ve benzeri istihbarat örgütleri ve batılı ülkeler tarafından desteklenen ve 160 ülkede faaliyet gösteren bu şeytani yapıyla sadece emniyet ve yargı kanalıyla değil, siyasi, sosyal, ekonomik, emniyet, yargı ve özellikle dini alanda topyekûn bir mücadele stratejisi çizilerek ve ‘FETÖ ile Mücadele Üst Kurulu’ kurularak 7/24 çalışılmalıdır.”
Özellikle bazı gaflette olan çevreler FETÖ militanlarının dezenformasyon ürünü haberlerine kanarak ve yapılan mücadeleyi yeterli zannederek “FETÖ bitti” gibi bir algı oluşturmaktadırlar. Hâlbuki FETÖ’nün bitmesi asla söz konusu değildir ve böyle bir söylem, bu karanlık örgütle verilen mücadeleye set çekmektedir.
Son zamanlarda medyada sık sık FETÖ isimli terör örgütüne yönelik özellikle TSK ve ekonomik bazı alanlarda yapılan operasyonlara baktığımızda örgütün hala faal olduğunu ve örgütün bu çalışmalarını daha çok “Yeniden yapılanma” alanlarında yoğunlaştırdığını açık biçimde gözlemliyoruz.
Yapılan operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklanan örgüt mensupları arasında halen görevde olan 10 Albay, 15 Yarbay, 43 Binbaşı, 27 Yüzbaşı ve 5 Teğmen’in olması, tehlikenin boyutunu gözler önüne serme açısından çok önemlidir.
İstanbul Başsavcılığının, TSK içerisine sızan ve tamamı deşifre edilemeyen FETÖ militanlarına yönelik 31 ilde düzenlediği son operasyonda 108 şüphelinin 95’i yakalanmış ve bunlardan 65’i tutuklanmıştı.
Yine son dönemde Başsavcılık tarafından yapılan başka bir operasyon ise FETÖ‘nün emniyetteki mahrem yapılanmasına yönelikti.
Verilen bu örneklerde de görüldüğü gibi CIA aparatı FETÖ denen örgüt, verilen bunca mücadeleye rağmen halen canlı bir şekilde yeniden yapılanma faaliyetlerine devam etmektedir.
İster istemez aklımıza yukarıda da belirttiğimi gibi “Neden bunca mücadeleye rağmen FETÖ denen terör örgütü bitirilemiyor?” gibi sorular takılmaktadır.
Aslında kırk senedir PKK ile yapılan şanlı bir mücadeleye rağmen neden bitirilememesinin sebeplerinin birçoklarının FETÖ isimli örgüt için de geçerli olduğunu görüyoruz.
PKK’nın bitirilemeyişinin temel sebepleri arasında terörü besleyen bataklığın kurutulması yerine, yıllarca bataklıkta üreyen sivrisinekleri öldürmekle meşgul olmamız gelmektedir. Nasıl ki bataklık kurutulmadan sivrisinekler tamamen yok edilemezse PKK’yı büyüten siyasi, etnik, sosyal, ekonomik, dini vb. sebepler ortadan kaldırılmadan da PKK’nın bitmesinin mümkün olmadığını kırk yıldır yaşayarak gördük.
Aynı hatayı ne yazık ki FETÖ ile mücadelede de yapıyoruz. FETÖ’yü besleyen bataklığın kurutulması yerine sadece emniyet ve yargı eliyle o bataklıkta üreyen sivrisineklere yönelik bir mücadele yürütülüyor. Hâlbuki bu sivrisineklerin bitmesi onları üreten bataklığın bir daha sivrisinek üretemeyecek hale getirilmesine bağlıdır. FETÖ’yü besleyen bataklık hala ortada ve bu bataklık hala FETÖ denen iblisi yapıya militan yetiştirebiliyorsa o bataklığı sadece Emniyet ve Yargı kanalıyla bitirmenin imkânsız olduğu tartışması açıktır. Meselenin bu yönünü on senedir yazıp söylememe rağmen ne yazık ki hala aynı yanlışta ısrar edilmekte ve bataklık kurutma yerine burada üreyen militanlara yönelik cezalandırılmalar yapılmaktadır.
FETÖ denen iblisi yapı, ne yazık ki yüzüne İslam maskesi takarak piyasaya çıkmış ve bizim en zeki çocuklarımızı devşirip ve bizim işadamlarımızın parasını kullanarak kendine militan yetiştiren siyasi, sosyal, dini ve ekonomik bataklıklar oluşturmuştur ve bu bataklıklar hala faal biçimde örgüte militan yetiştirmeye devam etmektedir.
FETÖ denen örgütün kuruluşundan günümüze kadar büyüme sürecine baktığımızda bu bataklıkların ne olduğunu açık biçimde görüyoruz.........
© Dikgazete.com
