menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Miryokefalon Harbinin Malatya ile ne ilgisi var?

14 0
18.08.2025

Öz: 20.01.2020’de Malatya Kayısı Haber’de çıkan yazımı, şimdi de güncelleyerek dikGAZETE’de yayınlıyorum.

Davut Çağrı Beyin üstün gayretleriyle 23 Mayıs 1040 tarihinde kazanılan Dendânekan Zaferiyle Türkiye Devleti kurulmuş, Malazgirt Zaferinden 105 yıl sonra 17 Eylül 1176’da kazanılan Miryokefalon Zaferiyle de Anadolu’nun bir Türk vatanı olduğu tescil edilmiştir. Malazgirt Zaferinin ardından Bizans’ın, İmparator Romen Diyojen’in düşük ilân edilmesinin, yapılan antlaşmayı nakızla Romen Diyojen’in vahşiyane kör edilmesi ve büyük ıstıraplar içinde ölümünü haber alan Sultan Alpaslan’ın, beylerine, Anadolu’yu fethetmelerini buyurması üzerine Anadolu maceramız başlamış bulunuyordu.

1075 yılında Uluborlu, Barla, Eğirdir, Yalvaç ve doğusu bir antlaşmayla Kutalmışoğlu Süleymanşah tarafından fethedildi. 1080 yılında da Bursa-İznik başkent oldu.

1071 Malazgirt Zaferinin ardından kilise tarafından başlatılan Haçlı Seferi çalışmaları Avrupa’da ilk neticesini 1096 yılında verdi. Haçlılar, 1096 yılında mağlup edildi, ancak 1097 yılında daha kesif geldiler ve Bursa-İznik düştü. Ardından Eskişehir, Barla, Eğirdir ve Yalvaç da düştü. Türkler, Akşehir ve Yalvaç’ın doğusuna atıldılar ve kaybettikleri yerleri geri alabilmek için Şarkîkaraağaç ile Uluborlu arasında yıllarca savaştılar. Bu savaşlardan biri ve belki de en büyüğü 17 Eylül 1176 Cuma günü Eğirdir Gölü ile Hoyran Gölü arasındaki Miryokefalon Kalesi önünde yapılan savaştı. Tarihçi, “Manuel, binlerce savaşçıdan terekküp eden ordusuyla Türk milletini ortadan kaldırmak amacıyla yürüyüşe geçti” (Khoniates, 1995: 123) şeklinde kaydeder.

Aslında 4-4,5 asır önce başlayan bir Anadolu maceramız daha vardı. Şam Valisi Muaviye, 646 yılında Uluborlu, 651 yılında da Eskişehir’i geçerek Marmara Denizi’ne kadar askerî keşifler yapmıştı. 668’de Halid b. Velid’in oğlu Abdurrahman, Uluborlu’yu haraca bağlamış, bir yıl sonra da Sahabe Fedale b. Ubeyd el-Ensarî, kışı Gelendost civarında geçirmiş, 669 baharında da Gemlik yakınına gelmiş ve orada, deniz yoluyla gelen Yezid’in ordusuyla birleşmiş ve İstanbul’u kuşatmış, dönüş yolunda da Uluborlu’yu fethetmişti. Hatta İstanbul fethine, Peygamberimizin sancaktarı Eyûb el-Ensari de katılmıştı.

Fetih hareketleri devam edip giderken, 708’lerden itibaren Battal Gâzî’yi Beyşehir, Yalvaç, Eğirdir, Uluborlu ve Afyonkarahisar civarlarında görüyoruz. Mesleme b. Abdülmelik, 708 yılında Kemer Boğazı civarında büyük bir Bizans ordusunu mağlup etti. “Râvilerin dediklerine göre Rum ülkesindeki Antakya el-Muhterika’yı (Yanmış Antakya) Abbas b. Velid b. Abdülmelik yakmıştır” (el-Belâzurî, 2002: 244) denilir ki, bence râviler hatalıdır. 713 yılında Mesleme’nin yeğeni Abbas’ın Yalvaç’ı yakması mantıkî değildir. Yalav-aç adını, Kekaumenos [Yanmış]........

© Dikgazete.com