Isparta/ Hamideli hakkında
Har.1: Eski Eğirdir ve Hoyran gölleri ile sularının yükselmesiyle göl altında kalan [6 hariç] kentler görülüyor. Bazılarının adını biliyoruz.
Selçuklular zamanında bölgemizin adı Uc’dur. Birçok kayıtta bilhassa Anna Komnena’da Eğirdir Gölü’nün doğusu Asya [gün doğusu], batısı Avrupa [gün batımı] veya Batı’dır. 1075 yılında Süleyman-şahın ilk fethettiği topraklar; Uluborlu, Barla, Eğirdir, Yalvaç ve şarkıdır. Bu yıl [2025], ilk başkenti Isparta-Uluğbey [İznik] olan Türkiye Devletinin 950’nci kuruluş yılını idrak ediyoruz. 1097 yılındaki Haçlı Seferinde buraları kaybettik ve Yalvaç’ın [Yalavaç] şarkına atıldık. Kaybettiğimiz yerleri geri alabilmek için Şarkîkaraağaç-Uluborlu ve Eğirdir arasında iki asır Doğu Roma [Bizans] ile savaştık. Selçuklu, 1243’de Moğolların işgaline uğradı. Bunun üzerine Uc Türkmenleri, Moğollarla ve Moğol kuklası durumundaki Konya [Selçuklu] ile mücadele etti. Hülâgü’nün tehdidi üzerine Uc Gâzîsi Mehmet Bey [Şeh Menteş], 1261’de, Hülâgü’nün bir fermanı ile Denizli [Eğirdir] Beyliği veya Menteşe Beyliğini kurdu. Fakat Mehmet Beye güvenmeyen Hülâgü, Mehmet Beyin damadı Ali Beyi beylik vaadi ile gizlice elde etti ve Moğol ve Konya [IV. Kılıçaslan] birlikte, Mehmet Beyin üzerine yürüdü. Dalayman [1530 Küçükyavşı, Çamlık], Beyşehir ve Şarkîkaraağaç bölgesindeki savaşlarda Türkmenler yenilgiye uğradı; Alp-ağa İlyas, Salur ve Sevinç Beyler öldürüldü veya tutuklandı [yıl 1262]. “Gencek barajı [gölcük] yapılırken Bayırın başından toprak alan inşaat mühendisleri, burada çok harp olmuş, çok insan ölmüş, burası bir geçit yerimi demişler. Aynı hâl ancak Malazgirt’te ve Çanakkale’de rastlanır demişler. Gece buralar parlar; görenler varmış” (Gürbüz, 2007: 90). M. Ali Gürbüz böyle yazmış. Ben bunları, 1148, II. Haçlı Seferine ait sanmıştım; ama şimdi bunların Talamani [Dalayman] ovasındaki katledilen Uc Türkmenleri olduğunu anlıyorum [yıl 1262].
Merhum O. Turan, hatalı olarak savaşın Dalaman ovasında vukû bulduğunu yazdı. Mehmet Beyin damadı Ali Bey, Denizli Beyliği’nin başına getirildi. Dağlara kaçmış bulunan Mehmet Bey, “aman verilmesi” hâlinde teslim olacağını bildirdi, Kılıçaslan, “aman verdi” ve Şarkîkaraağaç’ta teslim olan Mehmet Beyi, oracıkta şehit etti; böylece Şeh Menteş ailesiyle Selçuklu arasında bir kan davası başladı. Şarkîkaraağaç’ta yatan Şeh Menteş, Uc Gâzîsi Mehmet Beydir. Menteş, Mehmet Beyin Türklükten gelen adı olup, Bintaş adının, b-m değişimi ile ortaya çıkmıştır. Damat Ali Bey, 1279’a kadar Denizli Beyliği başında kaldı. Mehmet Beyin oğulları Hamid ve Aydın Beyler ise, Menteşe aile adıyla Uluborlu, Barla, Gelendost, Şarkîkaraağaç ve Kastamonu arasında askerî ve siyasî faaliyette bulundular. Aydın, Menteşe ve Ablistan adlarıyla, Hamid ise Amourios adıyla ünlendi. Aydın Reis, yanında Kaya oğlu Ertuğrul olduğu hâlde, 669’da [1270-71] Barla’yı [Eski Tralleis] fethetti. Togan, Mehmet Beyin Menteşe [Denizli] Beyliği için Hamidoğulları der ki doğrudur. “Şeyh Menteş’in [Şarkîkaraağaç’taki] türbesi pek eski ve Selçuklular devrine ait olduğunu ve sülâlesinden nice fuhûlîn yetiştiğini hâlâ rivayât-ı menkûle ve muhtelife vardır. “Menteş’in kan davası gibi uzadı” diye bir darbı meseli meşhur vardır ki, bunun da tafsili ve hakikati malûm değildir” (Böcüzade, 2012: 318) kaydı, kahraman Uc Gâzîsi Mehmed Beyi işaret eder. Fuhûl, reis, baş demektir.
Denizli [Eğirdir] Beyliği, bilâhare Ali Beyin çocukları tarafından bugünkü Denizli’ye [Toñuzluk] taşındığı için Gelendost-Uluborlu civarında bulunan Menteşe Beyliği için Hamidoğulları denilmiştir. Hamidoğulları’nın ilk merkezi Uluborlu, daha sonra da Eğirdir olarak gösterilir ki, bana göre bu hususta kesin bir ayrım yoktur. Her iki yer de, Aydın ve Hamid Beyler ile çocuklarına aittir. Hatta Kastamonu’ya kadar olan topraklar Hamid Bey ve oğullarına aittir. Ve yine tarihçi tarafından Hamid Beyin Uluborlu’lu [Amourios] sıfatı bilinmediği için Amourios, ayrı bir kişi zannedilmiştir ve tarihimiz birçok hatalı yorumlarla, aslı esası olmayan bir şekilde anlatılmaktadır.
1304 yılında Selçuklu Sultanı II. Mes’ud’un hastalığı ağırlaşınca kardeşi Kılıçaslan Geyûmers, sultanlığını ilân etmiş olmalı ki, 1305’lerde Hamid Bey, biat için hediyelerle ve yedi oğluyla birlikte Konya’ya gitti. Eski kinini unutmayan Kılıçaslan Geyûmers, hediyeleri kabul ettikten sonra, Hamid Bey ve altı oğlunu katletti. Katliamdan mucize eseri kurtulan İlyas Bey, Alâyi Hanı’na sığındı. Buradaki iki aylık Moğol kuşatmasından da kurtulan İlyas Bey, etrafına toplanan Türkmenlerle birlikte Selçuklu topraklarına saldırmaya başladı. Bu saldırılarda Kaya Beyin Ertuğrul Beyden torunu Osman Bey de bulunmuş olmalıdır. İlyas Bey, Kılıçaslan Geyûmers’e meydan okudu. 1308 yılında yapılan teke-tek dövüşte, Kılıçaslan Geyûmers........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon