menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kafkasya Mitolojisi ve Dumézil’in Üç İşlev teorisi

11 5
10.11.2025

Kafkasya, dillerin, halkların ve inançların bir “dağlar denizi” içinde birbirine karıştığı, dünyanın en karmaşık kültürel bölgelerinden biridir. Bu benzersiz coğrafya, yalnızca etnografik çeşitliliğiyle değil, mitolojik derinliğiyle de dikkat çeker. Georges Dumézil gibi karşılaştırmalı mitoloji ve dilbilim alanlarında çığır açmış bir araştırmacı için Kafkasya, insan zihninin kadim düzenini anlamak için eşsiz bir laboratuvardır.

Bugün, yazarın iki kitabını ana kaynak olarak kullanarak bir tür inceleme yazmak istedim.

Dumézil, 1925-1931 yılları arasında Türkiye’de görev yaptığı dönemde bu bölgeye yakından temas etti. Anadolu ve Kafkasya halklarının sözlü geleneklerini inceleme fırsatı buldu. Bu deneyim, onun daha sonra geliştireceği devrimsel “Üç İşlev İdeolojisi” teorisinin temellerinden birini oluşturdu.

Bu teoriye göre Hint-Avrupa kökenli toplumlar, dünyayı üç temel işlev çerçevesinde kavramsallaştırmışlardı:
(1) Kutsal egemenlik – büyü, hukuk ve bilgelik;
(2) Savaşçılık – fiziksel güç, cesaret ve koruma;
(3) Bereket – üretim, zenginlik ve refah.

Bu üçlü yapı yalnızca toplumsal sınıfları değil, tanrıların, kahramanların ve mitolojik anlatıların kurgusunu da belirliyordu. Dumézil bu zihinsel modelin izlerini Hint destanı Mahabharata’dan Roma efsanelerine, Germen ve Kelt mitlerinden İran söylencelerine kadar birçok kültürde bulmuştu. Ancak onun için en şaşırtıcı bulgu, bu ideolojik şemanın, Hint-Avrupa dünyasından coğrafi olarak izole bir bölgede (Kafkasya’da) hâlâ canlı bir biçimde yaşıyor olmasıydı.

Bu canlı kalıntının anahtarı, Oset halkının destanlarında, yani ünlü Nart Destanları’nda saklıydı.

Osetler, Kafkasya’nın ortasında, çevrelerindeki halklardan tamamen farklı olarak Hint-Avrupa dil ailesine mensup bir dil konuşurlar. Dumézil için bu durum, “üç işlevli ideoloji”nin evrenselliğini sınamak için bulunmaz bir fırsattı. Eğer Osetler, binlerce yıl süren kültürel izolasyona rağmen bu yapının izlerini koruyorlarsa, bu, teorinin yalnızca tarihsel değil, zihinsel bir gerçekliğe dayandığını gösterecekti.

Nart Destanları, bu anlamda bir arkeolojik buluntu gibidir. Dumézil, bu anlatılardaki kahramanların rastgele değil, üç işlevli bir düzene göre örgütlendiğini ortaya koydu. Oset geleneğinde Nartlar üç büyük aileye ayrılır:

- Alægatæ Ailesi, bilgelik ve ritüelle özdeşleşmiştir. Onlar Nartların ruhani önderleridir; şölenlerin, yasaların ve kutsal........

© Dikgazete.com